Bu postu nasıl yazacağım bilmiyorum herşeye değinesim var satırlarca yazasım var ama olmuyor birşey bana engel oluyor düşüncelerimi dökemiyorum yazıya döktüğüm zamanda sayfalarca çıkıyor ajandam doldu bu ara ama hepsini sizlerle paylaşamıyorum tabi ki belki de şiir yazmalıyım onun yerine beni o zaman belki daha iyi anlarsınız.Türkülerimiz; canımız ciğerimiz hayatlarımızın özeti türkülerimiz sardı yüreğimi ,hayatın içinde umarsızca giderken ne kendimizi ne başkalarını düşünmeden geçmesini dilediğimiz yaşamlar var belkide kimimiz fazlaca rahat belki de fazla kederlenen biri ,kafaya takan biri çeşit çeşitiz her birimiz ama hepimizde bir yerden geldik bir güzel anadan doğduk ve çevremizdeki herkes birgün yok olacak ve tabi ki biz de.Bu devran böyle gidecek,Dostluklar yalan olacak göreceğiz öğreneceğiz,sevdalarımız yaralayacak bizi unutamayacağız yada unutmuş rolü yapacağız,susacağız ve konuşmak istemeyeceğiz kimse ile sadece yazmak isteyeceğiz yaşadıklarımızı ,bloglar neden açılır diye şöyle bir düşündüm yazmak dürtüsü ile yani biz paylaşmak istiyoruz düşüncelerimizi yaşadıklarımızı hep bir anlaşılmak isteme telaşıdır gidiyor.Ve gün geliyor herşeyin sonu geliyor işte.Belki de senelerce post yazamayacağım soracaksınız alla alla ne oldu acaba bıraktı mı belki de ölmüş olacağım yarına çıkacağımın garantisi yok ki hiçbirimizin yok.
Olursa şayet öyle birşey ardımdan sadece dua isterim hiçbirşey istemem anlaşılmayarak göçeceğim ben dünyadan çünkü insan ne kadar gelişme çabasında insan olma çabasında olursa ve ne kadar insan gibi insan olursa o derece anlaşılmaz oluyor çevresinde.Bazen beni anlamıyorlar deriz işte tam da o devredeyim ne desem ne yapsam ne müzik eklesem dinletsem hiçbir zaman gerçekten yaşadıklarımı içimde biriktirdiklerimi anlatamayacağım.Tek isteğim günün birinde buralarda olmazsam iyi anılmaktır.
veda konusu değil bu yada bir karamsarlık konusu ,başlığı değil öyle bir yazı değil çok huzurluyum aksine ama ölümü düşünmeden de edemiyor insan işte ve bende düşündüm ki blogumda beni anlatabilecek bir yazı olsun daha sonraları.
Birisine yaptığım iyiliği her zaman unuttum
kötü sözleri her zaman yuttum
sabır dedim Allah dedim sustum
hep daima hep daha iyi olmaya çalıştım
Hep bir erkek evladım olsun istedim
kitaplarım benim için çok değerli öldükten sonra onları bağışlamanızı istiyorum(sevgili eşim okursa vasiyetimdir)
bana ait herşeyi iyi araştırılıp gerçekten ihtiyacı olan insanlara verilmesini isterim
hiçbir zaman fakiri hor görmedim
zengine baş eymedim susmadım haksızlığa karşı hep mücadele ettim
duygularımı hep içimde yaşadım çünkü duygularımı tatmin edebilecek birini hiç bulamadım ben
gezmek türkiyenin her şehrini karış karış gezmek istedim
çok güzel yemek yaptım eşime layık bir eş oldum olacağım ölene kadar
elimden geldiğince ibadetlerimi yaptım yapmakda nasip olur inş daha
boş işlerle oyalanmadım hep birşeyler üretme çabasında idim hep kendimi geliştirmek çabasında idim
hayvanları sevdim ,doğasever oldum hiçbir canlıya eziyet etmedim
kırıldığım halde kimseyi kırmadım
ama bana zarar verenlerden katiyen hep uzak durdum
kesin çizgileri olan biriydim bana zararı olmuşsa açıkça uzak duracağımı belli ettim ve arkadaşlık kurmadım
hep seçici davrandım arkadaş konusunda hep düzgün insanları beni arkamdan vurmayacak insanları seçtim
elbetteki bir anda olmadı denedim ,ölçtüm,gözlem yaptım
dost olacağıma hemen karar vermedim hemen kimse ile dost olmadım
iyi bir evlat oldum annemin babamın başını hiçbir zaman eydirmedim
sevdiklerime canımı verecek kadar sevdim ve öyle davrandım
sevmediklerimi de allaha havale ettim bıraktım
fotoğraflara değer verdim anıları çok severim tek hayalim değil ama hayalimden biri profesyonel bir fotoğraf makinesiydi
olmasa da param hiç bir zaman niye yok demedim bir giysim olmadığı zaman hemen alınacak demedim aileme
ekstra herşeyden uzak durdum öle süs püsmüş onlara gereğinden fazla para saçmadım
israftan kaçındım yemek konusunda olsun alışveriş konusunda olsun israf etmedim eskilerimi hep ihtiyacı olanlara verdim yada yolladım
gül diktim çiçek diktim çiçek yetiştirdim baktım büyüttüm,
hep temiz bir kadın oldum havlularım kıyafetlerim hep bembeyazdı
eşime kapıyı bir senedir hep güleryüzle açtım bir kere olsun surat asmadım
hiçbir zaman girer girmez tartışmadım dünyalık konuları konuşmadım hep zamanını bekledim
perdem güzel olsun koltuğum iyisinden olsun tv en son model olsun hiç demedim.orta halli israftan uzak yaşadım hep
ve hep okudum araştırdım sordum sormaktan hiç çekinmedim
kimseye karşı kötü gözle bakmadım kötü niyetle bakmadım hep ağzımda oldu düşüncem ne düşünmüşsem hemen söyledim hep temiz kalple düşündüm insanları hep öle davrandım çok yara aldım çok zarar gördüm ama yinede iyi niyetimden ödün vermedim fesat olmadım kalbimi kirletmedim hep kalbim kirlenmesin diye dua ettm hep herşeyin bana hayırlı vakitte gelmesini diledim hayırlı insanlarla tanışmayı diledim hayırsızsa bir vesile ile hayatımdan çıkmasını diledim,hep olmasını istediklerim için el açtım yalvardım ağladım üzüldüm ah ettim çok ahlarım oldu kötü oldu ama çok ah ettim malesef,hakkımı yiyenlere beni aldatanlara başta eşim olmak üzere beni kandıran herkese ah ettim ama hep sustum ve geceden sabahlara kadar ağladım göz yaşlarım kuruyana kadar ağladım şeker hastası olana kadar üzüldüm nie mi çünkü verdiğim değeri insanlara verdiğim özveriyi iyi niyeti asla iyi şekilde karşılığını görmedim ben ne kadar iyi olduysam hep vurdularbeni hep üzdüler hep kandırdılar ne kadar iyi olduysam ne kadar yumuşak davrandıysam hep bundan faydalandılar saf sandılar halbuki hislerimin kuvvetli olduğunu bilmediler ,dualarımın rabbim tarafından hemen duyulduğunu kalp gözümün açık olduğunu bilmediler.şimdi onlar mağdur ben rahatım.pişman mıyım ah ettiğim için asla çünkü her zaman Allahın adaletinin şaşmayacağını bildim,üzülmedim çünkü benim kalbim çok yara aldı ve üzülmeyeceğim de.malesef iyi niyetimi yitirdim bu konuda artık saf değilim o eski sinem değilim,beni kimse üzemiyor artık kimse ağlatamıyor küfür bile etse hadi ya yarabbi şükür diyip geçiyorum gülüyorum bir tarafımla ,aldatsa beni has :D diyorum yol görünür diyorum :D ki yaparımda beni üzen kimseyi hayatımda tutmuyorum barındırmıyorum bana eziyet edecek hiçbirşeyi bir nesneyi bile hayatımda tutmuyorum atıyorum herkese de tavsiye ediyorum hayat bu şekilde daha güzel kafammı bozuk açıyorum pall açıyorum mydonose radyo kopuyorum :D dünyanın bir salağı ben miyim diyorum :)
bir nevi üzülmemeyi öğrendim geç oldu ama öğrendim
şimdi güçlüyüm yedi ceddi gelse insanların beni yıkamazlar kıramazlar üzemezler çünkü herşeyin Allahtan geldiğine inanıyorum ve bunu tamamen hayatıma endeksledim kötülükler in de bir sebebi var sınanıyorum iyiliklerinde ....Hak dan gelen herşeye amenna....
ve son olarak kendi yazdığım sözle son veriyorum yazıma
kırılmam edep ile söylenmeyen söze.Herkesin edebi saygısı kendine,her yaşanan olay Allahın bana sınavıdır ! belki de kaybettiğim diye düşündüğüm şeyler kazançlarımdır.
31 Mayıs 2013 Cuma
Biraz Müzik
şimdi vazgeçersen geriye döneceksin
gitme, kaybedince daha çok seveceksin
biliyorum hiçbir anlamı yok yokluğunda...
Kitap alışverişi
hakmarda alışveriş ederken bunları buldum eşimde çocuklaştı oda kendine birşeyler aldı :D evdeki sessizliği oyuncaklarla gideriyor o da .bende kitap okuyarak mutlu oluyorum 3.95 di bunların tanesi korku romanlarını severim
30 Mayıs 2013 Perşembe
Biraz Ara mı verdim ne...Ama geldim
Uzun zamandır yazamıyorum gibi geldi bana beş gündür Almanyadan gelen misafirlerle uğraşıyordum eşimin başının etini yesemde sonuçta geldi geçti ama çok harap oldum yoruldum kendimde hasta olduğum için kendime bakamıyorum birde başkaları çıkınca kendi tedavim aksıyor ; biri daha sekiz aylık birde bebek vardı bebekli kadınlar nasıl yola çıkarlar bilemiyorum belki de ben çok mu sığ düşünüyorum ? Bazen benimde bebeğim olursa ondan sonra bende gitmek zorunda kalırsam diyorum ama sonradan iç seslerimden biri bana cevap veriyor -kızım manyakmısın sen tatile mi çıkarsın ordan oraya mı fink atarsın sen gitceğin zorunlu yerlere gidersin diyor bana iç sesim.Velhasılı kelam geldi geçti yaptık ettik güzel geçti iyisi ile kötüsü ile.Taşınmak üzere de olunca misafir daha bir çekilmez oluyor ama gelen insanları sevdiğim için yinede surat asamadım açıkçası.
Anlayacağınız öldüm bittim :D bugünde onlardan kalan virane düzeni toplamak kaldı tabi ki.önümüzdeki bir iki gün yine ev işleri ve düzen kurma ile geçecek bu süreç içinde Paul Austerin kitabını okumaya devam edeceğim farklı ama çok güzel bir roman olduğunu söylemeliyim yakında yorumum sizlerle olacak.Umarım bu boşluğu anlayışla karşılar beni unutmaz arada bir yazarsınız
Şimdilik sizleri takip etmeye devam
ve hayalimdeki makinelerden biri ile çekilmiş fotoğraflarım ve de tüm tipsiz fotolarımla sizleri başbaşa bırakıyorum :D
tam olarak hayalimdeki olmasa da yinede güzel bir makine ...hep böyle bir fotoğrafım olsun istemiştim :)
inş benimde birgün prof makinem olcak o zaman size çok güzel fotoğraflar çekeceğim
Anlayacağınız öldüm bittim :D bugünde onlardan kalan virane düzeni toplamak kaldı tabi ki.önümüzdeki bir iki gün yine ev işleri ve düzen kurma ile geçecek bu süreç içinde Paul Austerin kitabını okumaya devam edeceğim farklı ama çok güzel bir roman olduğunu söylemeliyim yakında yorumum sizlerle olacak.Umarım bu boşluğu anlayışla karşılar beni unutmaz arada bir yazarsınız
Şimdilik sizleri takip etmeye devam
ve hayalimdeki makinelerden biri ile çekilmiş fotoğraflarım ve de tüm tipsiz fotolarımla sizleri başbaşa bırakıyorum :D
balkonumuzdan boğaz manzarası
paşa ve pıtır :D isimleri bana aittir :)
eşim ve ben ...misafirler sayesinde çok gitmek istediğim sahildeki beytaş rastoranta gidebildim çok şükür levrek harikaydı beykozda olanlara tavsiye edilir
eşimle fotoğraf çekilirken bana doğru hızla koşan esma da fotoğrafa dahil oluverdi :D
miniğim taham :D çok tatlı ama çok da uğraştırıcı..çocuk bakmak böyle birşey sanırım
buda esma nın tutturması üzerine hadi resim çizelim diyince aklımdan birşey yapmakdan sa hemen ordan bakarak çizdiğim bir resim :D
tipsizliğim üstümde ağız burun yamultmaya bayılırım resim çekilirken ne kadar çirkin çıkarsam o kadar memnun oluyorum nasıl bir özellikse hahaha :D
tam olarak hayalimdeki olmasa da yinede güzel bir makine ...hep böyle bir fotoğrafım olsun istemiştim :)
inş benimde birgün prof makinem olcak o zaman size çok güzel fotoğraflar çekeceğim
26 Mayıs 2013 Pazar
Pamuk Şeker Site Tanıtımı (Reklam Turko Aracılığıyla)
Bugün size reklamturko kapsamında blog tanıtıcam.
Ya gerçekten görünce öyle üzüldüm ki arkadaşımın sitesini tanıttığımı düşünüyordum ama taslak olarak kalmış ve ben onu başka tavsiyem ile karıştırıp silmişim kafam bu ara çok fena tekrar hem kendisinden hemde reklam turkodan özür dileyerek arkadaşımın blogunu tanıtmaya geçiyorum
Kendisi gibi tatlı tatlı bir blog pembe mi pembe bir blog ve içi de dolu dolu o kendisini nasıl tanıtmış bir önce ona bakalım daha sonra tanıtım yapalım
Pamuk Şeker

Ya gerçekten görünce öyle üzüldüm ki arkadaşımın sitesini tanıttığımı düşünüyordum ama taslak olarak kalmış ve ben onu başka tavsiyem ile karıştırıp silmişim kafam bu ara çok fena tekrar hem kendisinden hemde reklam turkodan özür dileyerek arkadaşımın blogunu tanıtmaya geçiyorum
Kendisi gibi tatlı tatlı bir blog pembe mi pembe bir blog ve içi de dolu dolu o kendisini nasıl tanıtmış bir önce ona bakalım daha sonra tanıtım yapalım
Pamuk Şeker

Ben Tuana.
Bazen mutlu,bazen mutsuz,bazen en neşelisi,bazen en uyuklayıcısı,bazense en cazgırı,makyaj hastası,alışveriş müptelası,biraz dedikodusever,hafiften çatlak,beyaz atlı prensini arayan, günlük diye tutturan,İstanbul'da kendini kaybetmiş arayışa çıkan iyimser bir kişiliğim.
Bazen mutlu,bazen mutsuz,bazen en neşelisi,bazen en uyuklayıcısı,bazense en cazgırı,makyaj hastası,alışveriş müptelası,biraz dedikodusever,hafiften çatlak,beyaz atlı prensini arayan, günlük diye tutturan,İstanbul'da kendini kaybetmiş arayışa çıkan iyimser bir kişiliğim.
Her Konuda Kararsızımdır

Tuhaf Biriyim;Doğrudur.

Üstelik Kitap Kurduyum.

sizde blogunu ziyaret etmek istiyorsanız pamuk gibi yukardaki pembe yazıya tıklayınız :)
25 Mayıs 2013 Cumartesi
Paul Auster/Yanılsamalar Kitabı
Kitaptaki Ana Karakterler: Hector Mann,Davit Zimmer,Alma,Frieda Spelling
Romanın Dili ve Anlatım Biçimi: Roman 3. Tekil şahıs ve 1. Tekil şahıs gözüyle yazılmıştır. Kitap çevirisinde Türkçeye sadık kalmak adına epey eski kelimelere rastlamak mümkün.
Kitabın Türü: Macera romanı
Romanın Ana Fikri: Yaşadığımız acılar mutlaka bir başkasının acısıyla kesişir ve yeni bir hayata başlarız.
Paul Auster'in ilk okuduğum kitabı ve doğal olarak tarzını ilk tadışım.Ama çok geç kalmışım çok kendisine hayranlarına da burdan selam söylüyorum daha çok duyrulmalı daha çok yorumlanmalı daha çok okunmalı yazarın kitapları ve üstüne daha çok konuşulmalı diyorum.
öncelikle kitabın konusunu her yerde arka kapak yazısında zaten açıklamış yazarımız ben bundan öte yorumuma geçeceğim;
Müthiş bir kurgu ve tezatlıklardan oluşan harika anlatım ,David in Alma ile olan bağı ve sonunda o bağın nasıl sona erişi,Asıl kahraman gibi görünse de aslında asıl kahramanımız Hector dur ki bana göre işi ilginç kılanda odur zaten filmler ilgi alanıma girmese de muhakkak filmlere ilgi duyan arkadaşların okuması gerektiğine inanıyorum çünkü sürüklenip gideceksiniz.Kendini toplumdan soyutlamış bir kahraman söz konusu ve onun iç çatışmalarını çok güzel yansıtmış.Aslında evrendeki bütün yansımaların bir karşılığı olduğunu gösterircesine kurgulamış ve oynatmış hatta bir film sahnesi gibi sergilemiş sanatını yazar.
David'in Hector hakkında yazı yazması ile başlar roman aslında bu sadece bir yazma eylemi değildir aslında insanın bazı şeylerden nasıl kaçabileceğini,sorunlarını nasıl örselediğinin de göstergesidir.Süre gelen yaşamımızda nelerden kaçabileceğimiz,nelerden kaçamayacağımız aslında herşeyle yüzleşmemiz gerektiğini anlatan bir roman.
kitap içinde kitap o kitabın içinde film ve bir aynadan yansıyanlar kadar gerçeklik hissettiren roman...
Başlarda tam olarak kitaba adapte olamadım belki ilk okumam dolayısı ile ama yazarın öyle akıcı anlatımı var ki tuhaf bir şekilde sürüklüyor sizi konu ilginizi çekmese bile sürüklenip gidiyorsunuz.Düş ve gerçek, güzellik ve çirkinlik, yaşam ve ölüm, varlık ve yokluk, acı ve mutluluk, sevgi vei hanet bir arada bu kadar güzel tasvir edilebilir…
kitabı anlatamıyorum o kadar çok şey varki şuanda aklımda olayların ummadığım gibi gelişmesi mi ,bazı sorgulamalara yol açması mı ,ölümün bu kadar çok olması ve her an hatırlatır olması mı,insanın kendini cezalandırmak istemesinin altında hangi nedenlerin olduğu mu.....Vs Vs çok fazla şey kattı bana ve bir süre böyle bir kitap okuyabileceğimi sanmıyorum sakin kafalı zamanlarımda yazarın diğer kitapları ile tekrar bir kendine gelme silkelenme yaşayacağım inşaAllah,
Diğer bloglardan ufak bir alıntı olayı daha iyi kavramamız açısından bazen bazı kitapları anlatmaya gücüm yetmiyor o derece tutuluyorum müsadenizle bir paragraf alıntılamak istedim:
Paul Auster olayları okuyucunun gözünde canlandırmak, heyecanı canlı tutmak, okuyucuyu meraklandırmak konusunda da çok başarılı.Zekice bir kurguya ve akıcılığa sahip, üzerinde oldukça uğraşılmış güzel roman.Zimmer ve Mann'ın yaşamları birbirini yansıtıyor. İkisi de ölüyor, sonra bir şekilde hayata dönüyor; ikisi de vicdan azabı dolu ve kefaret ödeme arzusuna karşı koyamıyor; ikisi de sanatı bir kurtuluş olarak görüyor; yaşayan ölü adamlar ikisi de. Sanat hem bir kaçış, hem de bir başa çıkış yolu ikisi için de. Hem ölüm, hem yeniden diriliş. Hem gerçeklik, hem de yanılsama. Yanılsamalar Kitabı, Auster'ın en iyi kitaplarından. Olağanüstü zekice bir kurgusu olan, nefis bir roman.
Alıntıladıklarım:
- o ana kadar para benim için bir işkenceden başka bir şey olmamıştı.şimdi onu bir ilaç gibi görüyordum.ruhumun yok oluşunu önleyecek bir merhem gibiydi. Sf 25
- Duvarları kalınca astarlanmış bir hücrede yaşar gibiydim,ama o sırada yaşayabileceğim bütün hayatların içinde bana en anlamlı geleni buydu. Sf 59
- Kim olduğumu bilmiyordum,ne istediğimi de,yeniden başka insanlarla yaşamanın çaresini bulamadığım taktirde yarım insan olmaya devam edecektim. Sf 60
- Yaşayan ölüler için bir hastaneydi orası,ruh hastaları için bir ara istasyon;ve o bomboş,kişiliksiz odalarda oturmak,dünyanın hergün yeniden keşfedilmesi gereken bir yanılsama olduğunu anlamak demekti.sf 61
- Çeviri yapmak kömür küremeye benzer,küreğe doldurur,sobanın içine atarsın.her kömür parçası bir sözcük tür ,her kürek dolusu kömür de bir cümle;sırtınız ağrımazsa ve bu işi ara vermeden sekiz–on saat götürecek kadar dayanıklıysanız sobanız sönmez. Sf 73
- geçinmeyi becerebildiğim tek kişi kendimdim;ama ben kimse sayılmazdım,gerçekten yaşıyorda sayılmazdım.Yanlızca yaşıyormuş gibi yapan biriydim,ölmüş bir adamın kitabını çevirerek günlerini dolduran ölü bir adamım.sf. 103
- David Zimmer filmler hakkında diyor ki 21. sayfada; "Resimler ne kadar güzel ya da çarpıcı olursa olsun, beni asla sözcüklerin tatmin ettiği kadar etmiyordu. Çok fazla şey sunulduğunu hissediyordum, seyircinin hayal gücüne fazla bir şey bırakılmıyordu; çelişkili olan şuydu ki, filmler gerçeğe öykünmeye ne kadar çok yakınlaşırlarsa, dünyayı temsil etmekte o derece başarısız oluyorlardı..."
- Ailesini uçak kazasında kaybetmiş olan David uçağa binmeden almak üzere bir sakinleştirici istiyor doktorundan. Acısını öyle güzel anlatmış ki... Allah bizlere o acıyı yaşatmasın.
Doktor: "Sorunsuz, olaysız bir uçuş olmasını umuyorsunuz. Bunun sizi neden korkuttuğunu hala anlayabilmiş değilim."
David: "Çünkü her şey benim lehime. Havalanacak ve salimen ineceğim yere, gitmek istediğim yere varınca uçaktan canlı olarak inmiş olacağım. Benim için iyi diyorsunuz, ama bir kez bunu yapınca inandığım her şeye tükürmüş olurum. Ölülere hakaret etmiş olurum, doktor. Bir trajediyi basit bir talihsizlik olayına dönüştürmüş olurum. Beni anlıyor musunuz artık? Ölenlere, siz bir hiç uğruna öldünüz demiş olurum." (Sayfa 31)
- İnsanlar köşeye kıstırılmadıkça tam olarak yaşamaya başlamazlar
Cumartesi İlk 10: En Sevdiğim Yazarlar
Cumartesi İlk 10: En Sevdiğim Yazarlar
''Cumartesi İlk 10 Etkinliğinin Başlığını Sen Belirle'' adlı anket sonucu
''En Sevdiğim Yazarlar'' olarak belirlendi.
İşte benim listem:
1. Ahmet Ümit
Bir polisiye sever olarak bana biraz olsun tarihi sevdirebilen şahısdır kendisi :)
2.Agatha Christie
Yine polisiyenin anası dediğim bir yazar onu yazmamak ayıp olurdu listeme
3.Paul Auster
3.Paul Auster
Tarzını çok beğeniyorum
4. Okay Tiryakioğlu
Tarih kitaplarına bayılıyorum kendisini de çok önemli bir yazar olarak çok seviyorum
5. İskender Pala
Dibimde beykozda konferansı vardı katılamadım çok üzüldüm çok bilgili ve değerli biri olduğunu düşünüyorum
6. Tolga Karanlıkoğlu
4. Okay Tiryakioğlu
Tarih kitaplarına bayılıyorum kendisini de çok önemli bir yazar olarak çok seviyorum
5. İskender Pala
Dibimde beykozda konferansı vardı katılamadım çok üzüldüm çok bilgili ve değerli biri olduğunu düşünüyorum
6. Tolga Karanlıkoğlu
Kara Büyü kitabından çok etkilendim ayrıca yazarlar içinde iletişimini en kuvvetli bulduğum okurlarını kendinden on kat düşünen bir insan ki bence her yazarda olması gereken bir özellik sadece yazmak yetmez yani...kendisine sevgilerimi sunuyorum
7. Sabahattin Ali
Müthiş bir yazar onu kelimelerle anlatamam ki...8. Reşat Nuri Güntekin
Yazdıkları halen okunuyorsa bunu o güzel anlatıma bağlıyorum çok severim yazarın kitaplarını
9. Lisa Gardner
Farklı bir yazışı var bana göre macera kitaplarında onu tek geçerim
10.Peyami Safa
Psikolojik Roman diyince aklıma gelen ilktir onun romanlarında sanki yaşıyormuş gibi aynı acıyı aynı psikolojiyi aynı serüveni hissederim ki bunu bana yaşatacak olan çok az yazar oldu şimdiye kadar çünkü ben roman okurken beni o kahramanın yerine koyacak aynı hisleri bana hissettirecek yazar ararım.Bu bana çok zevk verir.
9. Lisa Gardner
Farklı bir yazışı var bana göre macera kitaplarında onu tek geçerim
10.Peyami Safa
Psikolojik Roman diyince aklıma gelen ilktir onun romanlarında sanki yaşıyormuş gibi aynı acıyı aynı psikolojiyi aynı serüveni hissederim ki bunu bana yaşatacak olan çok az yazar oldu şimdiye kadar çünkü ben roman okurken beni o kahramanın yerine koyacak aynı hisleri bana hissettirecek yazar ararım.Bu bana çok zevk verir.
Hayret!

Hayret! Bütün hayret ona ki, Allah'ın yarattıklarını görüp dururken Allah'a şüphe eder.
Şuna şaşılır ki, ilk yaratılışı tanır da son yaratılışı inkar eder. Şuna şaşılır ki, her gün her gece ölüp dirilip dururken öldükten sonra dirilmeyi ve haşri inkar eder. Şuna şaşılır ki cennet ve cennet nimetlerine inanır da yine aldanma yurdu olan dünya ya çalışır. Şuna şaşılır ki başlangıcının bulaşık bir nutfe, sonunun pis bir leş olduğunu bilir de yine de kibirlenir ve böbürlenir.
Hz. Muhammmed (sav)
24 Mayıs 2013 Cuma
Günün Sözü
“O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve
ekinleri, zeytini ve narı (her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden
farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin.
Hasat günü de hakkını (öşürünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf
edenleri sevmez.” (En’âm, 6/141)
“Bunlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar,
rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın
koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.” (Tevbe,
9/112)
Hû-gelir
Hû-gelir
“Dinle ney’den” , her nefeste bir sadâ-yı Hû gelir
Her nefeste emr-i kün’den ibtidâ-yı Hû gelir
Neyzenin âteş kesilir verdiği ner nefesi
Tam dokuz boğum geçip Hakk’tan nidâ-yı Hû gelir
Derd-i firkatten ezel inler de söyler dâimâ
“Sâz-ı âhım dinleyin” bir nev-edâ-yı Hû gelir
Bildiğin sazdır,hakîkat gözlüğünden gel de bak
Nây-ı Hakkın nefhasından hüveydâ-yı Hû gelir
Remz olunmuştur ezelden kâmilin kaddine nây
Kadd-i dîdardan efendim,muktedâ-yı Hû gelir
Bil ki kâmil sohbetidir üflenen her nây sesi
Her cihetten gûş-u kalbe iktidâ-yı Hû gelir
Mürde-diller iktidâ eylerse ancak gönlüne
Çeşm-i mürşid’den nihâyetsiz cedâ-yı Hû gelir
Derde dükkân olmayan bilmez bu derdin kıymetin
Derdimende mürşidinden,istidâ-yı Hû gelir
Hû bidâyettir , nihâyettir bu ilmin künhüne
Müntehâ Hû olmağa hep mübtedâ-yı Hû gelir
Mâsivâ elbisesinden soyunan üryanlara
Lutf-i settar’dan müzeyyen bir ridâ-yı Hû gelir
Andelîb olmaz mı Hû gülzârına şeydâ olan
Berg-i gülden leb’ine dâim gıdâ-yı Hû gelir
Sâil olmuş Şeyh Murâdî’nin yolun gözler hemen
Kârıdır,Mahvî’ye âkıbet gedâ-yı Hû gelir.
Vikitap / Kitap Severler için Sanal Kütüphane
Kitap Severler için Sanal Kütüphane Vikitap! artık bende oradayım.
Vikitap, Kitapseverler için Sanal Kütüphane Servisi, Otomatik Tavsiye Sistemi ve Sosyal Platform!
http://www.vikitap.com/
Tek Adımda Online Kütüphanenizi oluşturun!
Kütüphanenizi oluşturmak için "Kitap Ekle" ile kitaplarınızı eklemeye başlayın. Bulmak istediğiniz kitabı aratın, arama sonuçlarından görmek istediğiniz kitabı seçin ve tek adımda kitabınızı kütüphanenize kavuşturun :)
Ne Okusam Derdine Son Verin!
Okuduğunuz kitapları puanlayın, favori yazarlarınızı seçin, arkadaşlarınızı takip edin, size özel kitap tavsiyelerimizden yararlanın.
Kitaplarınızı dilediğiniz gibi Listeleyin!
Özel listeler oluşturabilirsiniz kendinize!
Yorum Yapın, Puan Verin, Tartışın, Paylaşın!
Kitaplarınız hakkında yorum yapıp puan verebilirsiniz. Kitaplarla ilgili tartışmalara katılarak arkadaşlarınıza önerebilirsiniz.
Kitaplarınızı vikitaptaki sanal kütüphanede görmek çok güzel Okuduğum ya da okumak istediğim kitapları diğer üyelerle paylaşıp değerlendirmeler yapmak, anketlere, quizlere katılmak.
Tek yapmanız gereken üye olup, Kütüphanenizi oluşturmak.
3. İzgaz Yemek yarışması devam ediyor!
sanırım izmitli arkadaşlar katılabiliyor ben istanbuldanda katıldım ama beni katarlarmı bilmiyorum bana oy vermek isterseniz bu linkten oy ver butonuna basmanız yeterli
https://www.facebook.com/izgazgdfsuez/app_412494258828497?app_data=133
İzgaz yemek yarışmasına burdan gidebilirsiniz!!buyrun
FETİH
FETİH
(Aruzun -.--/.---/.---/.--- kalıbıyla yazılmıştır.)
Bir sabah vakti kırk bin atlı dört koldan hücum ettik
Bir sabah vakti kırk bin atlı arzdan arşı titrettik
Sultanın emri “Ecdattan kalan sancak açılsın tez
Son geliştir ey Bizans fetih açık, düşün son kez
Kaç asır geçti fâtih beklemekten bıkmadın heyhât
Surlarından duyulsun kaç asırdır bitmeyen feryât”
Esti rüzgâr derinden son defâ, surlar selâm versin,
Bir sabah vakti kırk bin atlı arzdan arşı titrettik
Sultanın emri “Ecdattan kalan sancak açılsın tez
Son geliştir ey Bizans fetih açık, düşün son kez
Kaç asır geçti fâtih beklemekten bıkmadın heyhât
Surlarından duyulsun kaç asırdır bitmeyen feryât”
Esti rüzgâr derinden son defâ, surlar selâm versin,
Sen ki peygamberin vaâdisin ne kutlu askersin!
Koştu atlar,yorulmak bilmeden hiddetle düşmana
Saf olup aştılar surlar,bütün heybetle yan yana
Yüzdü yelkenliler sessizce kuvvetli omuzlardan
O sabah tüm deniz bizden, bütün her yer Oğuzlardan
Bir sabah vakti gerçek oldu birden beklenen fetih
Surların burçların altında ilerleyen büyük fâtih..
Saf olup aştılar surlar,bütün heybetle yan yana
Yüzdü yelkenliler sessizce kuvvetli omuzlardan
O sabah tüm deniz bizden, bütün her yer Oğuzlardan
Bir sabah vakti gerçek oldu birden beklenen fetih
Surların burçların altında ilerleyen büyük fâtih..
Gök sükût, yer sükût! Sessizce beklerken bütün her şey
Dalgalanmıştı sancaklar Ayasofyanda peyderpey
Bir sabah vakti kırk bin atlı müjde şehri fethettik
Bir sabah vakti kırk bin atlı arzdan arşı titrettik
Emre Susam
Dalgalanmıştı sancaklar Ayasofyanda peyderpey
Bir sabah vakti kırk bin atlı müjde şehri fethettik
Bir sabah vakti kırk bin atlı arzdan arşı titrettik
Emre Susam
23 Mayıs 2013 Perşembe
Neler Almışım ?
cumartesi günü almanyadan misafirlerim geleceği için biraz alışveriş etmem gerekti keza ben evlenirken aşırıya kaçmadım ki sonradan alırım dedim ölede ettim tek kişilik nevresim takımı aldım havlular aldım işte misafirlere lazım olur diye kendime çok şeker bir mutfak havlusu aldım o fazladan dı bayıldım rengine çünkü :) oje aldım oda 1 tl ye buldum aldım :) bu renklerle aram çok iyi az sonra resimlerle göstereceğim ,öle biraz alışveriş günü ilan ettim yastık kılıfları beğendim kendime onlardan aldım :) aldımda aldım yani onların bebeği için şapka aldım umarım olur olmazsa artık kendi çocuğuma saklamak zorunda kalcam :)
birde havlu çarşaf aldımda onu aldığım yerde unuttum akşama gidip alıcam :)))
birde havlu çarşaf aldımda onu aldığım yerde unuttum akşama gidip alıcam :)))
rapsodi 301 numara rengine bayıldım beyaz krem arası böle gri gibi parlak kuruması da güzel
bu havluya bayıldım onca el havlum var kullanıyorum ama bunlara dayanamıyorum ki :D
bu yastık kılıflarınıda 4.5 a aldım tanesini çok güzel kumaşı var puantiyeli şeyleri seviyorum dayanamadım aldım iki tane temizliğime önem veren biri olduğum için yatak vs çok sık değişir bende örtüler el havlularım asla kirli görünmez bi kirli görünse hemen yıkamaya hemen :) hastalık işte benim banyom evim tertemiz olcak banyo havlusundan anlaşılır bir kadının temiz olup olmadığı ki temizlik imandan gelir kar gibidir benim havlularım :)
ayak havlusu aldım yedek :) buda havlusu kaliteliydi yine dayanamadım :D
buda minişe şapka erkek çocuğu gelecek olan umarım başına olur :)
22 Mayıs 2013 Çarşamba
Agatha Christie / Köşkteki Esrar
Altın Kitaplar Yayınevi / 288 Sf. Türkçesi: Gönül Suveren
Karakterleri kendimce sizlere tanıtmakla başlamak istiyorum;
gerçi yazarımız tanıtmış ama birde benim gözümden tanıyın istedim
Anthony Cade: Gayet yakışıklı bir adam birazda çapkın ama istediği kadını elde edebilecek biri ki öyle de oluyor sonunda anlayacaksınız.Ve tam bir macera tutkunu sırf bu yüzden neler neler etmedi ki :)
James McGrath: Anthony nin arkadaşıdır.Anthonyden yardım istedi iyi bir dosttur.
Baron Lolopretjzyl: Bir Herzoslovakyalı. Anthony ile sürekli iletişim halinde olacak romanda.Kendisini biraz pasif buldum roman içinde daha aktif olabilirdi.
Virginia Revel: Bana göre çok zeki bir kadın ve yeterince güzel.Başı dertte idi ama bunu fırsata çevirmesini bildi.
Clemant Caterham: Yaşlı bir lord.Adam öyle sıkılıyorduki köşküne milletin doluşmasından öyle komiklikleri varki bazen gerçekten güldüm bana şu lafı hatırlattı hep istemediğin ot burnunda biter :)
diğer karakterleri de siz çözün istedim beş altı tane daha karakterimiz var bolca karakterli bir roman olmuş bu biraz beni zorladı açıkçası.Ama sonradan olayların içine dalınca alıştım ama bir ölüm oyunu kadar içine çekmedi beni kitap.Bunuda açıkça belirtmeliyim.
Muutlaka okunmalı agatha sevenlere tavsiyemdir.
ama kafanız sakin bir zamanda olsun yoksa karakterleri anlamakta zorluk çekebilirsiniz
Agathanın romanlarındaki Poriot nasıl çözüp anlatırsa burdada olayın düğümünü çözen anthony olmuş....
Poriotun olmaması ve politik mevzular beni sıkmış olsa da sonlarına doğru hoşuma gitti işin içine politik mevzular girince ben kitaptan kopuyorum buda bir huy işte :))))
Anthony Cade, Başmüfettiş Battle ile birlikte olayı çözmeye ve kendini aklamaya çalışır. Entrikalar,ünlü hırsızlar,kılık değiştirenler,çalınan mücevherler,çalınan günlükler ve yakılan anılar,köşkteki çıkmaz sorular ve aşk ile dolu güzel bir Agatha Christie romanı.
Çocukların Eski ve Temiz Eşyalarını Ne Yapmalı
Çocukların Eski ve Temiz Eşyalarını Ne Yapmalı
Çocuklu ailelerin zaman zaman düşündüğü bir konudur bu.
Küçülen kıyafetler, yaşına hitab etmeyen oyuncaklar, kitaplar...
Evde boş boş durup yer kaplayacağına birilerinin işine yarayacağını bilmek daha iyi değil mi.
Peki ama kimin?... Bu eşyaları kime nasıl vermeli? Bunun için merciler var mı?
Ben internette bir tane rastladım aşağıya bilgilerini kopyalıyorum.
Sizin bildiğiniz başka kurumlar varsa lütfen yazın onları da inceleyelim hepbirlikte...
Yardımseverler için
Küçülen kıyafetler, yaşına hitab etmeyen oyuncaklar, kitaplar...
Evde boş boş durup yer kaplayacağına birilerinin işine yarayacağını bilmek daha iyi değil mi.
Peki ama kimin?... Bu eşyaları kime nasıl vermeli? Bunun için merciler var mı?
Ben internette bir tane rastladım aşağıya bilgilerini kopyalıyorum.
Sizin bildiğiniz başka kurumlar varsa lütfen yazın onları da inceleyelim hepbirlikte...
LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VAKFI
Lösemili çocuklarımıza ve Vakfımıza gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederiz. Çocuklarımıza ve ailelerine yeni ya da kullanılmış giysileri, oyuncakları ve diğer ihtiyaçlarını her ay gönderdiğimiz yardım kolileriyle ulaştırmaya çalışıyoruz.
Ailelerimizin gereksinim durumlarını ve taleplerini değerlendirerek, büyük bir dikkat ve özen gösteriyor, son derece hassas oldukları bu dönemde duygularını incitmeden en uygun yardımı iletmek için çaba harcıyoruz.
Çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılar nitelikte yardımları ailelerimizle buluşturabilmek amacıyla yardımseverlere kılavuz olacak bir form hazırladık. İhtiyaç sahiplerine tüm yardımların sağlıklı bir şekilde ulaşması açısından sizlerin de bu konulara gereken özeni göstereceğinize yürekten inanıyoruz.
Duyarlılığınıza çocuklarımız adına teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.
LOSEV-Lösemili Çocuklar Vakfı Reşit Galip Cad. İlkadım Sok. No:14 GOP/Ankara
Tel : +90 312 4470660
Faks : +90 312 4476833
www.losev.org.tr losev@losev.org.tr
Tel : +90 312 4470660
Faks : +90 312 4476833
www.losev.org.tr losev@losev.org.tr
Yardımseverler için
2. el bağış kılavuzu
Neler gönderelim:
Buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, ütü, genç odası mobilyaları, kanepe ve koltuk takımları, bisiklet, play station, bilgisayar, oyuncak, çizme, bot, kaban, palto, mont, ayakkabı, pantolon, etek, elbise, tişört, kazak, hırka, gömlek, bluz
Nasıl gönderelim:
- İkinci El Yardımlarda, kullanılabilir durumda giyim eşyalarını, temizlenmiş ve ütülenmiş bir biçimde (eğer yapabilirseniz, poşetlenmiş olarak) teslim almayı ilke olarak benimsemiş bulunmaktayız. Bu doğrultuda mevsime uygun giyim eşyaları ailelerimizin talepleri doğrultusunda ve gereksinimleri göz önüne alınarak onlara ulaştırılmaktadır.
- Yardımların doğrudan vakıf adresine teslim edilmesi gerekmektedir.
- Elektrikli aletler ve beyaz eşyalar çalışır durumda ve temiz olmalıdır.
- Mobilya bağışları bağışçıdan alınarak doğrudan aileye aktarılmaktadır. İlgili eşyaya gereksinim duyan ailenin belirlenmesi amacıyla Vakfımız ile telefon görüşmesi yapılması uygun olacaktır.
- Telefon görüşmesi ardından eşyanın işlevselliğinin kontrol edilmesi amacıyla sosyal hizmetler departmanında görevli arkadaşlarımızın ziyaretine hazırlıklı olmalısınız. Bu amaçla sizden randevu talep edilecektir.
- Ziyaretinize gelecek arkadaşlarımız bağışlayacağınız eşyayı ailemizin ihtiyaçlarına uygun buldukları takdirde teslim alacaktır.
- Eşyaların nakli için araç ve taşıma konusunda destek beklenmektedir.
Bazı ricalarımız var:
- 2. el kitap ve ansiklopedileri bağışlamak istiyorsanız, imkanları sınırlı okullara yapacağınız gönderimlerle bağışlarınızın amacına daha uygun değerlendirilmesini sağlayabilirsiniz.
- Yırtığı söküğü olan yada yıpranmış kıyafetler, iç çamaşırı, kırık oyuncak, büyük parçalı ev eşyaları, kullanılmış nevresim takımı, yatak yorgan gibi eşyaları kabul edemiyoruz.
- Ankara dışından yapılacak yardımlarda gönderim ücretlerinin gönderici tarafından karşılanmasını rica ediyoruz. Aksi halde gönderimlerin teslim alınamayacağını üzülerek belirtiriz.
alıntıdır..http://sanatnotlari.blogspot.com/
Müze Meraklılarına
Müze Meraklıları İçin
www.muze.gov.tr harika bir web sitesi hazırlamış.
İstanbul'dan Hatay'a, İzmir'den Gaziantep'e, ülkemizin en önemli açıkhava ve kapalı müzelerini sanal olarak gezme imkanı veriyor.
Mükemmel kalitede görseller ve üç boyutlu turlarıyla müthiş bir site.
Bir de online okunabilen 3 ayda bir yayınlanan dergisi... http://muze.gov.tr/dergi
Müzekart hakkında da detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
www.muze.gov.tr
İstanbul'dan Hatay'a, İzmir'den Gaziantep'e, ülkemizin en önemli açıkhava ve kapalı müzelerini sanal olarak gezme imkanı veriyor.
Mükemmel kalitede görseller ve üç boyutlu turlarıyla müthiş bir site.
Bir de online okunabilen 3 ayda bir yayınlanan dergisi... http://muze.gov.tr/dergi
Müzekart hakkında da detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
www.muze.gov.tr
Blog Tavsiye-aksamsefasi68
İlk blog tavsiyemi gerçekleştireceğim belki de neden bunu yapıyorsun diyenler olabilir biliyorum ne haddime henüz o seviye de değilim ama değişik bloglar beğendiğimiz blogları paylaşmak da güzel olabilir diye düşünüyorum sürekli aynı blogları izlemektense hoşumuza giden başka bloglarda keşfedebiliriz onlardan istifade edebiliriz feyz alabiliriz.
Ben bugün rastladığım bir yazısı ile ağladığım duygulandığım bir anne yi size tanıtacağım onun blogunu içten samimi buldum o sebeple tanıtma kararı aldım umarım kendisi de buna tepki göstermez ki sanmıyorum öyle biri olduğunu
nacizane kendisini tanıtıyorum size
Gözümün gördügünü, kulagimin duydugunu, damak tadlarimi, beynimden ve yüregimden gecenleri paylasmak..... diyor kendisi blogu için
detaylı google tanıtımı bulamadığım için kendi blogunu nasıl tanımladığıyla sizlerin huzuruna sundum...
bloga gitmek için:******aksamsefasi68*******
Ben bugün rastladığım bir yazısı ile ağladığım duygulandığım bir anne yi size tanıtacağım onun blogunu içten samimi buldum o sebeple tanıtma kararı aldım umarım kendisi de buna tepki göstermez ki sanmıyorum öyle biri olduğunu
nacizane kendisini tanıtıyorum size
Gözümün gördügünü, kulagimin duydugunu, damak tadlarimi, beynimden ve yüregimden gecenleri paylasmak..... diyor kendisi blogu için
detaylı google tanıtımı bulamadığım için kendi blogunu nasıl tanımladığıyla sizlerin huzuruna sundum...
bloga gitmek için:******aksamsefasi68*******
21 Mayıs 2013 Salı
Sinirler Sinirler Geldiler Gitmiyorlar...Nedeni...
sinirim o kadar bozuk ki yazmadan edemeyeceğim kitap kardeşliği adı altında bir grupta yer alıyordum facebook da ama ordan tanıştığım bir insan a ben binbir zorlukla kitap yolladım onu düşünerek kitap aldığım sit ile kavga ettim kendisinin birde üstüne üstük siniri tepesine çıktı kızın neden diye sorun çünkü neymiş ben haftasonu yollama dedim diye kitabı ...yahu be insan benim işim var gücüm var boş insanmıyım ben her zaman müsait olayım güzel bir dille pazartesiden sonra yollarsan müsait olacağım dedim tuttu yolladı...
kargo parasını herkes kendi ödesin dedim aaa olurmu abla ben kardeşime öle para ödetirmiyim dedi kargoyu bir hışımla yolladı bende kardeşimin nişanındaydım alamadım geri dönmüş kitap. 20 tl lik kitap yollamışım 7 tl lik kitap yollamış fiyatı umurumda değil isterse 100 tl lik yollamış olayım beni üzen durum şu şimdide kendisi ben bir daha geri yollayamıcam o kadar para veremem kargoya zaten artı bir para verip evine yollamıştım diyo be insan ben sana herkes kendi versin parasını bana ptt şubeye yolla zaten indirimli olcak demedim mi sen tutup normal kargo ile incecik kitabı yollarsan sonra üstüne gelip de kargo parasınınlafını edersen ben öyle insanlığın öyle vicdanın böyle kitap okumanın içine ederim kusura bakmada onca tonlarca kitap okusan neye yarar insan olamadıktan sonra....
o kadar sinirliyim ki böyle basit insanlarda var işte hayatta....
kargo parasını herkes kendi ödesin dedim aaa olurmu abla ben kardeşime öle para ödetirmiyim dedi kargoyu bir hışımla yolladı bende kardeşimin nişanındaydım alamadım geri dönmüş kitap. 20 tl lik kitap yollamışım 7 tl lik kitap yollamış fiyatı umurumda değil isterse 100 tl lik yollamış olayım beni üzen durum şu şimdide kendisi ben bir daha geri yollayamıcam o kadar para veremem kargoya zaten artı bir para verip evine yollamıştım diyo be insan ben sana herkes kendi versin parasını bana ptt şubeye yolla zaten indirimli olcak demedim mi sen tutup normal kargo ile incecik kitabı yollarsan sonra üstüne gelip de kargo parasınınlafını edersen ben öyle insanlığın öyle vicdanın böyle kitap okumanın içine ederim kusura bakmada onca tonlarca kitap okusan neye yarar insan olamadıktan sonra....
o kadar sinirliyim ki böyle basit insanlarda var işte hayatta....
Teşekkürlerimi iletiyorum http://shiftdelete.net/
Bugün izlenme istatistiklerime bakarken bir site gördüm ve merak edip tıkladım nerdeyse 30 kere falan tıklanmışım bu siteden ötürü reklam turkonun da etkisi oldu ama bu hafta sitede meğerse benim blogumun reklamını yapmışlar haftanın blogları adı altında ve açıklama öyle hoş öyle güzeldi ki bana kendini sayfanı anlat deselerdi o kadar güzel açıklayamazdım sanırım ....Metni yazan kişiye emek veren herkese ve site yönetimine burdan minnetlerimi ve teşekkürlerimi iletiyorum.....
şizde bakmak isterseniz burdan Haftanın blogları
Sizde Burda yer almak istiyorsanız Tıklayın
şizde bakmak isterseniz burdan Haftanın blogları
Sizde Burda yer almak istiyorsanız Tıklayın
İhsan Süreyya Sırma'dan iki yeni kitap
İhsan Süreyya Sırma'dan iki yeni kitap
İslamTarihi alanında yazdığı kitaplarda bir neslin yetişmesinde büyük emeği olan İhsan Süreyya Sırma hoca, çalışmalarını iki önemli kitapla zenginleştirdi. Haçlı Seferleri, PeygamberlerTarihi adındaki iki kitap raflardaki yerini aldı.
İhsan Süreyya Sırma imzasıyla çıkan kitapların ilki Anadolu coğrafyasıyla yakından ilgili:Haçlı Seferleri.
12. Ve 13.en önemli olayı olarak kabul edilen bu seferler, Yüzyılın 'dan başlayıp Kudüs'e kadar devam eden bir coğrafyada derin izler bırakmıştı. Kudüs'ü Müslümanlardan kurtarma iddiasıyla yola çıkan Haçlılar, geçtikleri Avrupa her yerde taş üstünde taş bırakmayacak bir yıkım gerçekleştirmişlerdi. Başlangıcında Diniboyutu ön planda olan bu seferler zaman içinde biryağma hareketine dönüşmüştü. Anadolu Selçuklularının ve ‘Şarkın sevgili sultanı' Selahattin-i Eyyubi'nin olağanüstü gayretleriyle önlenmeye çalışılan bu işgal vehareketi, İslam coğrafyasında onulmaz yaralar açmış ve iki yağma yüzyıl boyunca tüm Müslümanların acısı dinmemişti.
İhsan Süreyya Sırma Hoca bu önemli olayı akıcı bir üslüpla, başlangıcından sonuna kadar gözler önüne sermiş. Tüm haçlı seferlerini teker teker inceleyerek okuyuculara doyurucu bilgiler vermiş. Bu süreçte yaşananları, Müslümanların parçalanmasının Haçlılar tarafından nasıl kullanıldığını, Küdüs'ün düşüşü ve Selahaddin-i Eyyubi tarafından tekrar ele geçirilişi sırasında yaşananlarıdetaylarıyla anlatmış. Çekilen acılara, dökülen kanlara ve verilen mücadelelere okuyucuyu da ortak etmiş.
Bu bölgede yaşayan Müslümanların ve özellikle Anadolu coğrafyasında yaşayan insanlarındereceden ilgi alanına girmesine rağmen Haçlı Seferleri konusunda yeterli çalışmanın olmadığı bir gerçek. Bu çalışma, hem bu konudaki eksikliği gidermesi hem de bu önemli olayı anlaşılır bir üslupla anlatması açısından oldukça önemli bir eser sayılabilir. birinci
KİTABIN KÜNYESİ
Kitabın adı: Haçlı Seferleri
Yazar: İhsan Süreyya Sırma
Yayınevi: Beyan Yayınları
Türü: Tarih
Yayın tarihi: Nisan 2013
Sayfa sayısı: 208 sayfa
ISBN: 9789754735499
PEYGAMBERLER TARİHİ
İhsan Süreyya Sırma hoca tarafından kaleme alınan ikinci kitap Peygamberler Tarihiismini taşıyor. Hz. Âdem'den peygamberimize gelinceye kadar gelen ve Kur'an'da adı geçen tüm peygamberlerin anlatıldığı bu eser, Peygamberlerin hayatıyla ilgili Kur'an âyetlerinin merkeze alındığı bir çalışma özelliği taşıyor.
Peygamberler Tarihi'nde, Hz. Âdem'le başlayıp Hz. İsa ile sona eren tüm peygamberlerin hayatı, yaşadıkları ortam, verdikleri mücadele ve savundukları dava, Kur'an, Hadis ve İslam Tarihinin ilk dönem kaynaklarından hareketle anlatılmış. İhsan Süreyya Sırma hoca, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayatını diğer çalışmalarında detaylı olarak anlattığı için bu çalışmasına almamış.
Peygamberler Tarihi alanında yayınlanmış pek çok esere rağmen İhsan Süreyya hocanın bu çalışması, Kur'an âyetlerine, hadislere ve temel kaynaklara dayalı olmasının yanında özel değerlendirmelerden ve kendine has üslubundan dolayı benzerlerinden ayrılıyor
Bu iki eser de İhsan Süreyya Sırma hocanın tüm eserlerini yayınlayan Beyan Yayınlarıtarafından kültür dünyamıza kazandırılmış.
KİTABIN KÜNYESİ
Kitabın adı: Peygamberler Tarihi
Yazar: İhsan Süreyya SırmaYayınevi: Beyan YayınlarıTürü: İslamYayın Tarihi: Nisan 2013Sayfa sayısı: 224 sayfa,ISBN: 9789754735482
Kaynak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)