Sayfalar

18 Eylül 2013 Çarşamba

Kabil / Jose Saramago



Dil ve anlatım: Anlatımı çok derin ve dili de farklı geldi başlarda ,garipsedim ,özümsemem zor oldu hatta kitabın ortalarına kadar o dile ısınamadım ama sonradan alıştım ve çok beğendim anlatımını o sonlanmamış cümleleri virgülle ayrılan cümleleri :)

Konu : Konu olarak Habil ile Kabili ele alıyor ,Saramago, bu romanda Hazreti Âdem ve Havva’nın oğlu, kardeşi Habil’in katili Kabil için bir yolculuk kurgulamış. Kabil’in zaman ve mekân tanımayan serüveni Eski Ahit diyarlarında geçiyor. Kabil le devam ediyor Kabilin kötü ruhundaki özelliklerin aslında kötü gibi görüdüğünü ,Yaratıcının belli bir yargılama adalet kavrayışının olmadığını kendince anlatmış inananlar için çok zor bir kitap hayatımda böyle bir kitap okuyacağım aklıma bile gelmezdi sanırım saramago bir ataist ve komunist fakat ben zıt görüşleri bu kadar hivicli ,sert ve bu kadar okunası şekilde anlatıldığını ilk kez görüyorum ve çok beğenerek okudum

İyi bir kitap okumak isteyenlere rahatlıkla tavsiye edilir. Saramago'nun duraksız çağlayan kelimelerden kurduğu evrene ilk kez gireceklere de tavsiye edilir,din, tanrı ve insan üzerine düşünmek isteyenlere de tavsiye ediyorum

Çeviri olarak da çok başarılı buldum her ne kadar anlamasam da yabancı dilden buna şurdan karar verdim bu kadar hicivli bazı yerlerde çok sert kelimeleri olan ve sert eleştirileri olan ,bolca düşündüren ve sıkmayan ayrıca bir yanıda esprili bir kitabı çevirmek gerçek bir başarı olsa gerek


Alıntı İbranilere Mektup 11: 4:

"Habil, imanla, Tanrı'ya Kabil'den daha iyi kurban takdim etti ve onun hediyeleri hakkında Tanrı şehadet ederek bununla şahid olduğuna şehadet olundu ve ölmüş olduğuhâlde bu vasıta ile hâlâ söylüyor."


bu alıntıya da bayılmıştım okuyunca beni güldürdü Saramago ki yaşadığım çoğu olaylar bunu özetlediği için onlara verilecek en güzel cevabım bu olabilirdi diye düşündüm

Bir erkekle bir kadın sucuk doldurma makinesi değildir, hormonlar son derece karmaşık şeylerdir, bir anda oluşmazlar, ne eczanede bulunur ne de süpermarkette, zaman zaman tanımak gerekir. (s. 13)

Habil ->
 Efendinin lütfuna en iyi şekilde mazhar olduktan sonra, ömrü en kötü biçimde sona eren biri. (s. 15)

Yasak meyve -> Buramda kaldı dedi adem, boğazına dokunarak. (s. 18)

Gökyüzünde de çok gülümseniyordu, ama her zaman meleksi bir şekilde ve hafif bir hoşnutsuzluk ifadesiyle birlikte, sanki mutlu olmaktan özür diler gibi. (s. 24)

Kabil ile Habil dünyanın en iyi dostuydu, kardeş gibi bile gözükmüyorlardı. (s. 30)

İnfaz eden kol bendim ama hükmü veren sendin. (s. 32)

Hayatta neden ve niçin olduğunu bilmeden çocuk yapmaktan başka hedef olmaması çok kötü. (s. 34)
Kuşku duymak uzun yaşamış olmanın ayrıcalığıdır. (s. 41)

Burada otomobiller ve otobüsler yok, trafik işaretleri ve ışıkları yok, yeraltı geçitleri yok, binaların cephelerindeki ya da evlerin çatılarındaki reklam duyuruları yok, kısacası modernite, modern yaşam yok. Ama hepsi gelecek, ilerlemenin kaçınılmaz olduğu, ölüm kadar – ve yaşam kadar- kaçınılmaz olduğu daha ilerde bilinecek. (s. 42)

Kabil kafasının içinde yaşamını evirip çevirdi ve bu yaşama hiçbir açıklama bulamadı. (s. 52)


İnsanların tarihi tanrı’yla anlaşmazlıklarının tarihidir, o bizi anlamaz biz de onu anlamayız. (s. 76)

Belirsizliğin yolu başlangıçta dardır, ama onu genişletmeye hazır biri elbette olacaktır, bir halk özdeyişini tekrarlarsak, belirsizlik yemek yemek ya da kaşınmak gibidir, önemli olan başlamaktır. (s. 86)

Kimse tek kişi değildir. (s. 100)

Gelecek önceden yazılıdır, ama biz bütün bunların yazılı olduğu sayfayı okumayı bilmiyoruz. (s. 102)

Gerçekten insanların yaşamı hak etmediklerini mi düşünüyorsunuz, diye sordu kabil, şaşırmıştı, Bizim söylediğimiz bu değil, söylediğimiz ve tekrar ettiğimiz şey, insan varlıklarının, bilinen bütün zamanlar boyunca davranış tarzları dikkate alındığında, yaşamı, karanlık yanlarına rağmen, ki bunlar da çoktur, güzel, büyük, muhteşem yanlarıyla birlikte hak etmedikleridir, cevabını verdi meleklerden biri. Sonuç olarak bir şey söylemek diğerini de söylemek anlamına gelmez, diye ekledi ikinci melek. Aynı anlama gelmese bile kısmen aynıdır, diye ısrar etti kabil. Belki ama farklılık bu kısmen’dedir ve o da önemli bir farklılıktır, Bildiğim kadarıyla biz burada yaşamı hak edip etmediğimizi kendimize hiç sormadık, dedi Kabil. Eğer bunu kendinize sormayı düşünseydiniz, yeryüzünden silinmekte olmazdınız, Ağlamanın faydası yok, çok bir şey kaybedilmeyecek, cevabını verdi Kabil. (s. 134/135)
Hikaye bitti, anlatacak başka bir şey olmayacak. (s. 146)












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlamanız beni sevindirecektir