Sayfalar

24 Şubat 2014 Pazartesi

Dualarınızı Esirgemeyin Kısa süreliğine ayrılıyorum aranızdan




Bugün bir aydır hastanelerde dolaşma serüvenimi bitirmiş bulunmaktayım uzun bir yolculuğa çıkıyorum belkide ama iyi olacağına inancım tam ,herşey insanın hayatında bir sınav hepimiz doğumumuz ne kadar gerçek ise ölüm de o kadar gerçek ve kesin.

Bu satırları yazarken hep kendime iyi düşünceler pozitif düşüncelerle motive etmek istiyorum belkide buna kendimi arabada inandırdım.Annem babam için acı eşim için acı ama benim için apayrı acı sizlerden sadece beni sevenlerden akşam yatağına yatmadan ettiği duaların içine beni de katmasını Rabbimin bu yolda bana yardım etmesini dilerseniz sevinirim.

Maalesef bağırsaklarımda tümör var,En geç üç güne kadar acil şekilde ameliyata girmem gerekiyor önce parça alınacak daha sonra ki süreçlerde duruma göre içim açıldıktan bakıldıktan sonra kemoterapi kararı netleşecek belkide gerek kalmayacakmış.
Tek dileğim bana dua etmeniz ....
olaki gelemezsem yazmazsam beni her zaman iyi ve hayata tutunmaya çalışan neşeli hayata insanlara olan sevgisini hiç kaybetmeyen bıcı bıcı minnak tebessümü dünyalar kadar bir kız olarak hatırlayın isterim.
Daha fazla yazamıyorum üzülmek de istemiyorum o yüzden yazabileceklerim bu kadar ,Dualarınızla iyi olacağıma inanıyorum

8 Şubat 2014 Cumartesi

thereadingladyy 'den Kitap kazandım

http://www.thereadingladyy.com/2014/01/cekilisim-var.html?spref=fb
adresinde çekiliş vardı son gün kıl payı katıldım ve yedeklerden bana güldü şans :D :D kitabı almayan adres yollamayan arkadaşa teşekkürler :) sayesinde bu güzel kitabın sahibi oldum
VE blog sahibesine de çok çok teşekkür ediyorum böyle güzel bir şey düşünüp bizleri sevindirdiği için

gerçek kitapseverler paylaşmayı bilir ve severler düşüncesindeyim ben.

7 Şubat 2014 Cuma

Karaca Tencere Seti-Kulplarında yanma sorunu

Yeni evlenen arkadaşlara burdan duyurum olacak tencere tava seti almak isteyen arkadaşlar ben 1.5 sene evvel bu seti aldım





ancak gel gelim ateşi kısık yapsan bile kar etmiyor e normal bazen ateşiyükseltmen icap ediyor kulpları hemen yanıyor ve asla tavsiye etmiyorum
Bir blog arkadaşım karacanın yeni modellerinden almış onunda kulpları yanmış ve servis işinde epeyce uğraşmış,
Ben açıkçası servisle falan uğraşmadım çünkü zaten onla uğraşacak zamanım olsa idi gidip set almaz tek tek alırdım tencereleri :D :D :D yada üçlü ikili falan filan

nihayetinde yanmaz denen kulplar yanıyor bilginiz olsun gelin adayı arkadaşlarım

6 Şubat 2014 Perşembe

Karadeniz’in Deli Balı: Biyolojik Bir Silah mı?


Arılar çok ilgimi çekmiştir keşke kafam hepsini alsada daha detaylı öğrenebilsem ama nasıl olurda bir insan hem nefret ettiği hayvandan bu kadar bilgi sahibi olmayı sever işte onu çözemedim psikoloji okuyan arkadaş varsa bana bunu açıklayabilirse sevinirim,hayatımda kovan içinde arılar görmedim belki yetişme şartlarını gözümle görmedim yaşamadım deneyimlemedim ondan da olabilir.

Gelelim güzel bilgilere;

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi

Bilimsel olarak deli bal, içeriğinde grayanotoxin adlı zehri barındıran bala verilen ad. Grayanotoxin Ericaceae familyasından bitkilerin çiçeklerindeki nektarda buluna- biliyor. En fazla da rhododendron cinsinde bulunuyor. Eski Yunanca adı rhododendron (rhodo: gül, dendron: ağaç) olan bitkinin Türkçe’deki karşılığı, orman gülü. Orman gülünün Türkiye’de gö- rülen R. ponticum ve R. luteum (luteum: sarı) türleri, ağırlıklı ola- rak Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki ormanlarda yetişiyor. Dolayı- sıyla Doğu Karadeniz bölgesinde elde edilen ballar arasında na- dir de olsa “delileri” bulunabiliyor.
İşin enteresan tarafı, Doğu Karadeniz’in deli balına ilişkin ya-zılı belgeler MÖ 400’lü yılların başına kadar gidiyor. Sokrates’in öğrencisi Xenophon (MÖ 430-354), Farsların (İranlılar) taht kavgasında, Anadolu valisi Genç Kîrûş’un yanında yer almak üzere toplanan on bin kişilik ordunun kumandanıydı. O dönem Perslerin idaresinde olan Anadolu’daki Eski Yunan ve diğer Anadolu halklarından ve Asya bozkırlarındaki İskitlerden oluşturulan bu orduda paralı asker kullanılıyordu. Xenophon, Anabasis isimli kitabında Onbinlerin Ordusu’nun Sardes’ten (Salihli, Manisa’daki antik kent) İran’a gidişini ve İran’da yapılan savaşta Kîrûş’un öldürülmesinin ardından ordunun kısmen dağılışını ve kalan askerlerin evlerine dönmek üzere Doğu Karadeniz’e, Trabzon Limanı’na çıkışlarını anlatır. İran dönüşü pek çok zorluklarla Doğu Karadeniz’e ulaşan Xenophon ve askerleri, günümüzde Bayburt’un bulunduğu bölgede olduğu düşünülen İskit ülkesini geçip yüksek bir tepeden aşın- ca, Maçka’nın güneyinde olduğu tahmin edilen bir bölgeye ulaşır. Xenophon’a göre buradaki köylerin tek şaşırtıcı yanı etrafta pek çok bal peteğinin olmasıdır.
Karadeniz’in Deli Balı: Biyolojik Bir Silah mı?

Balın delisi olur mu? Evet olur.
Tabii, balın delisi “mahallenin delisi” gibi bir şey değil! Peki, nedir bu deli bal?
 Ne zamandır ve neden bu adla anılıyor?


Askerler bu balın çok tehlikeli olan özelliğinden habersiz, etraftaki peteklerden bal yer. Xenophon, balların tadına bakan askerlerin tümünde bilinç kaybı, kusma ve ishal görüldüğünü söylüyor. Ayrıca askerlerin ayakta duracak halleri de kalmamış- tır. Xenophon’a göre “bu balın bir tadımlık kadarı körkütük sarhoştan farksız bir etki, daha fazla miktarı ise delilik benzeri bir krize” sebep olurmuş. Serilip kalanların hali ölümle yüz yüze gelmiş gibiymiş. Şöyle der Xenophon: Neticede yüzlercesi, büyük bir yenilgiye uğramışçasına, ümitsiz bir şekilde yattılar. Ancak ertesi gün olunca kimsenin ölmediği anlaşıldı; aşağı yukarı önce- ki gün balı yedikleri saate gelindiğinde bilinçleri yeri- ne geldi. Ciddi bir tıbbi tedaviden sonra iyileşenler, üç- dört gün sonra tekrar ayakları üzerine kalkabildiler. Doğu Karadeniz’in deli balına ilişkin tek kayıt Xenophon’a ait değil. Yunanlı ünlü bilgin Aristo’ya (MÖ 384-322) ait olduğu söylenen Mirabilibus Auscultationibus isimli eserde de deli bala ilişkin bilgiler var. Ancak oradaki bilgilerden, deli balın hangi bit- kinin nektarından kaynaklandığı konusunda dönem insanlarının doğru bilgiye sahip olmadığı anlaşılıyor. Nitekim Aristo’ya ulaşan haberlere göre, Trabzon Pontus Krallığı yöresindeki arıların şimşir ağacının nektarından yaptığı sert kokulu bal, sağlıklı adamı deliye çevirdiği gibi epilepsi hastalarını tedavi etmekteydi. Öte yandan Amasyalı Strabo da (MÖ 64-MS 24) ünlü Coğrafyası’nda deli baldan bahseder. Bu kez bağlam hayli ilginçtir. Çünkü Strabo’nun anlattıklarından yola çıkarak Doğu Karadeniz’in deli balının tarihte kullanılan ilk biyolojik silah olabileceği dahi düşünülebilir. Nitekim Stabo’nun ilgili satırları, deli balın Doğu Karadeniz’in yerlileri tarafından, üç bölük Romalı askerin etkisiz hale getirilmesinde nasıl kullanıldığını anlatır. Romalı Pompey (MÖ 106-48) Roma’ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren kadim Pontus Krallığı’nın Fars-Yunan kökenli kralı VI. Mitrades’e karşı savaşmak için Anadolu’ya gelen bir komutandır. Aynı zamanda bir bilim adamı olan Kral VI. Mitrades ise, zehirler konusunda iyi bir uzmandır. O kadar ki muhtemelen kendi üzerinde yaptığı deneyler sonucunda, zehirlere karşı bağışıklık sağlamayı dahi başarmıştır. Strabo, VI. Mitrades döneminde Trabzon ve Gire- sun’un sahilden yükselen kısımlarındaki engebeli İs- kit Dağı’nda, çeşitli yerli toplulukların yaşadığını söylüyor. Dağın tepeleri ise yerli halk Heptakometler’in elindedir. Strabo’nun anlattığına göre, Giresun Dağları’nın çaprazlama geçtiği bu bölgede yaşayan toplulukların tümü hayli vahşidir.
Ağaçlarda ya da küçük kulelerde yaşayan bazı Heptakometler de olduğunu söyleyen Strabo, Pompey’in ordusundan üç bölüğü İskit ve Giresun dağlarından geçerken nasıl yok ettiklerini de anla- tıyor. Strabo’ya göre bu yerli halk, yöredeki ağaçların dallarına koydukları peteklerden deli bal sağıp tabaklara doldurmuş ve Pompey’in askerlerinin geçeceği yolların kenarlarına koymuş. Bekledikleri gibi olmuş, baldan tadıp bilinçlerini kaybeden askerler hastalanınca üzerlerine saldırıp kolayca onları yenmişler. Strabo’nun anlattıkları, akla kadim Pontus Kra- lı VI. Mitrades’in zehirli maddeler konusundaki uzmanlığını getiriyor. Ayrıca kaynakların çizdiği meraklı portreye bakılırsa VI. Mitrades, muhtemelen Xenephon’un askerlerinin başına geleni de biliyordu. O halde Kral, kendi hâkimiyet bölgesindeki bu yerli topluluğun reisleriyle görüşüp onları Pompey’in askerlerine karşı bir tür biyolojik silah olarak deli bal kullanmaya ikna etmiş olabilir. Çünkü dağın başın- da yaşayan vahşi bir halkın bu kadar planlı ve stratejik davranmayı başarmış olması şaşırtıcı görünüyor. Tevrat’ta geçen, İsraillilerin Amurilere karşı kullandığı eşek arıları da hatırlanırsa, arıların ve balın tarihin ilk biyolojik silahlarından olduğu düşünülebilir.

Kaynaklar • Xenophon, Anabasis, 4. Kitap, 8. Bölüm, 2007. • http://www.gutenberg.org/files/1170/1170.txt • Aristo, On Marvellous Things Heard, 1936. • http://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Aristotle/de_Mirabilibus*.html • Strabo, Coğrafya, 12. Kitap, 3. Bölüm, 1903. • http://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Strabo/12C*.html#ref45 • http://www.uludagaricilik.org.tr/dergi/2011/2011-4/mak3.pdf • http://www.rhodyman.net/rhodyntox.php • Kelhoffer, James A., “John the Baptist’s ‘Wild Honey’ and ‘Honey’ in Antiquity”, Greek, Roman, and Byzantine Studies, Sayı 45, s. 59-73, 2005. • https://www.academia.edu/966648/Mad_Honey_

3 Şubat 2014 Pazartesi

Motif Birleştirme Videosu

Sevgili Alonenes sayesinde bu videoya ulaştım sizin de çok beğeneceğinizi umuyorum ve paylaşıyorum ,Kevser hanıma çok ama çok teşekkürler



Ayrıca bu linkteki blog arkadaşımın bloğunu çok beğendim sizde izlemeye alabilirsiniz

1 Şubat 2014 Cumartesi

Cebinizdeki Fener Meğer Neler Neler Aydınlatmış


Cebinizdeki Fener Meğer Neler Neler Aydınlatmış
 
 
 
Mobil uygulama dükkânlarında şöyle bir dolandığınızda, el feneri uygulamalarının kendini beğendirmek için büyük bir çaba içinde olduğunu görürsünüz. Yaptıkları iş de elinizdeki cihazın arkasında yer alan LED ışığı yakmaktan başka bir şey değil. Ama hepsi de ilginç bir şekilde bu işte ne kadar iddialı olduğunu anlatma peşinde: “Benimki en aydınlık!” “LED ışığı en çabuk ben açıyorum!” Hepsi bir lambayı yakıp söndürmek için. Geçtiğimiz ay nihayet bu uygulamalardan birinin gerçek yüzünü görme fırsatı yakaladık. Android cihazlar üzerinde yer alan ve bugüne kadar 50 milyondan fazla kişi tarafından indirilen Brightest Flashligt Free adlı bir uygulamanın, konumunuzu ve cihaz kimlik numaranızı arka planda gizli gizli reklamcılara sızdırdığı ortaya çıktı (bit.ly/JhAH7Z). Bütün işi lamba yakıp sön- dürmekten ibaret olan bir yazılımın telefon rehberin- den mevcut konuma kadar erişim iznini neden istediğini hep merak ederdim zaten.
Neyse ki arada özel bilgilerimize ve şifrelerimize el atmamışlar, yoksa kendimizi müzede bulabilirdik. Aram Bartholl adlı bir sanatçı, geçen yıl bir bilgisayar korsanı tarafından ele geçirilen 4,7 milyon Linkedin şifresini bir araya topladığı “Forgot Your Password?” adlı, 8 ciltlik kitabı sanat eseri diye müzeden müzeye gezdiriyor. Linkedin’de hesabınız varsa sizin şifrenizin de kitapta yer alması muhtemel, üstelik alfabetik olarak dizildiği için kolayca bulabilirsiniz. Yakından bakmak için datenform.de/forgot-your-password.html adresine uğramanız yeterli.

En Parlak Süpernova Gözlemlendi

En Parlak Süpernova Gözlemlendi



Mahir E. Ocak


Astronomlar normal süpernovalardan 100 kat daha parlak bir süpernova gözlemledi. Dünya’dan 10 milyar ışık yılı uzaklıktaki süpernova ile ilgili sonuçlar Astrophysical Journal’de yayımlandı. Süpernova ile ilgili ilk gözlemler aslında 2006’da ve 2007’de yapılmış. Fakat elde edilen veriler daha önce bilinen hiç bir mekanizma ile açıklanamamış. Araştırmayı yapan ekibin üyelerinden Dr. D. A. Howell, başlangıçta yaptıkları gözlemlere bakarak ne olayın süpernova olduğunu ne de Dünya’dan hangi uzaklıkta olduğunu anladıklarını söylüyor. Aradan geçen zamanda yapılan çalışmalar ile gözlemlenen olayın süperparlak süpernovaların bir alt sınıfına ait olduğu anlaşılmış.
Çalışmalar süpernovanın enerjisini bir magnetardan (çok büyük bir manyetik alana sahip nötron yıldızından) aldığını gösteriyor. Hesaplara göre patlayan yıldız Güneş’ten birkaç kat daha büyüktü ve karbon ile oksijen
bakımından hayli zengindi. Bu yıldızın bugüne kadar bilinen en parlak süpernovaya sebep olmasının nedeni ise açısal momentumunun çok büyük olması.
Süperparlak süpernovalar sırasında yayılan ışık genellikle spektrumun morötesi kısmında olduğu ve Dünya’nın atmosferi morötesi ışığı engellediği için bu süpernovalar bugüne kadar tam olarak gözlemlenememişti. Keşfedilen süpernovanın gözlemlenebilmesinin nedeni ise Dünya’dan çok uzakta gerçekleşmiş olması. Süpernovadan yayılan morötesi ışık, Doppler kayması nedeniyle Dünya’ya görünür ışık olarak ulaşıyor.

Bilim ve Teknik Dergisi ocak sayısından alıntıdır