Sayfalar

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Yeni takasdan gelenlerim

Bunlarda vikitapta hazal46 adlı arkadaşımla yaptığım takaslar sonucu gelenler.İkisi orta halli biri temizce olan kitaplarım özellikle ey insan için istemiştim zaten takası.Bende ona hiç okunmamış olan kırık kalpler tamircisi,bir kez okunmuş bir beslemenin günlüğü ve hiç okunmamış kadar temiz olan satranç adlı kitabımı takas yoluyla verdim  Güle güle okusun inş.


Lâ: Sonsuzluk Hecesi /Nazan Bekiroğlu



İlk ses, ilk kelime, ilk cümle, ilk yalnızlık duygusu, ilk erkek, ilk kadın, ilk aşk, ilk günah, ilk gaflet, ilk tevbe, ilk affediliş, ilk affediş, ilk gözyaşı, ilk tebessüm, ilk dokunuş, ilk yalan, ilk kayıp, ilk sürgün, ilk hata, ilk kırılış, ilk hüzün, ilk susayış, ilk acıkış, ilk sefa, ilk cefa, ilk yara, ilk tadış, ilk uyku, ilk rüya, ilk hastalık, ilk nimet, ilk ekmek, ilk kan, ilk sevişme, ilk kan, ilk anne, ilk bebek, ilk baba, ilk öpüş, ilk hırs, ilk kin, ilk edep, ilk edepsizlik, ilk dikbaşlılık, ilk kendini beğenme, ilk kibir, ilk ahde vefasızlık, ilk kurban, ilk terk ediş, ilk cinayet, ilk mezar, Azrail’in ilk görevi, bir oğlun babadan evvel ilk ölüşü, bir annenin evladını ilk defa yitirişi, ilk ölüm acısı, ilk vicdan azabı, bir kardeşin diğerini ilk kez öldürüşü… ve ilginçtir, hem ilkken hem de son olan ilk şey: cennette işlenen ilk/son günah.

Okuduğum kitap öyle bir çırpıda okunabilecek bir kitap değil adım adım ilerlemek gerekiyor böyle insanın beynine kazıyarak ilerleyesi geliyor her Rabbim kelimesinde sizde Rabbim diyorsunuz her ağlayışta her yasak şeyler anlatıldığında kendinizden pay biçerek düşündürüyor sizi.Sıkmadan bunaltmadan dini bilgiler vermiş yazar bilmediğim çoğu şeyi de bu kitapta öğrendim ben ,hem nazım hem şiir türünde bir eser.

Anlatmaya anlatamıyorum bile gece 2 de bitti kitabım öyle daldım ki bırakamadım elimden ne olursa olsun sonunu merak ediyordum çünkü.

Okumamış tüm arkadaşlarıma şiddetle tavsiye ediyorum.Şiddetle tavsiye olur mu oluyor işte :)

Bakış açım değişti diyemem ben zaten aynı bakış açılarındaydım ama şu dünyaya nasıl geldiğimizi,gelme amacımızın ne olduğunu Adem ve Havvanın yaradılışından ve yaşadıklarından öğrendim beni bu dünyayı sorgulamaya itti de diyebilirim kitap.

Bekiroğlu, şekil üzerinde bilgi verirken, “romanla mesnevi arasına düşmüş bir kalemle hikaye ettim” der. Aslında, tam da bu noktada Bekiroğlu’nun eseri de roman değil, anlatıdır. 

Eksisi: Fazlaca betimlemenin olduğu bölümler vardı yani o kısımlar daha duru daha az tutulabilirdi bence.



Alıntıladıklarım


İnsan olan her hesabı aşar da bir kendi sözcüklerinin ağırlığı altında ezilir.”


“Aklın almıyorsa, dedi, Adem, ey oğul, kalbine de mi sığmıyor?”


”Düştüm. Düşenin dostu Allah. Tut elimden kaldır beni…”



Bulmanın en sağlam yolu kaybetmek aslında.    



Ama aşk çok ağırdı. İkisinin de , aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca,ikisinin zembili de aşkı bir başına kaldıramayınca,bölüştüler yükü yarısını Âdem sırtlandı,aşkın yarısı Havva'ya kaldı. Nazan Bekiroğlu \LA (Sonsuzluk Hecesi)


"...Söyle, dedi Kabil, neden? Neden bana bu tutkuyu, bu arzuyu verdi? Ben'imin benliğini o arzuda seyrettirdi. Sonra da beni ben yapan yanımı koparıp atmamı istedi? Benimle Sidre'nin arasına ezelde o şeyi koyan kim? Sonra tutup, vazgeç, giyen kim? Bana bu nefsi veren, bu isteği, bu hevesi hamuruma katan, sonucundan niye beni sorumlu tutuyor? Kim kimi suçluyor?..."

"...Aşkının neyin üzerinde değil neyin altında durduğuna dikkat et. Sıralamana itibar et. Aşkı nefisten o zaman ayırırsın. Nefsinin altında bıraktıkların kadar eksik, üzerine koyabildiklerin kadar fazlasındır ancak..."

“… Ben kadınım, dedi Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum. Sonra döndü Adem’e, aklına bir şey gelmişti. Sesi, bengisular gibiydi. Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun. Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın. Bir ‘ile’ koy aramıza bizi birbirimize bağlasın…”


30 Ağustos 2013 Cuma

Semaver





Semaver hikayesi beni çok derinden etkiledi nedenini bilemem ama heralde öyle bir olayla karşılaşsam sanırım aynı şekilde ağlardım aynı şekilde tepki verirdi vücudum ve ruhum

Sait Faik in Bohça ,Semaver ve Şehri unutan adam öykülerine bayıldım bayıldım bayıldım

çoğu yazarla ilk tanışmam oluyor diğer arkadaşlar kadar kitap okumuyordum önceden belkide son 5 senedir epey okuyorum diyebilirim ve Sait Faik'in Semaver adlı kitabını öneririm bazen içiniz sıkıldığında açıp bir öykü okumak insanı öyle rahatlatıyor ki anlatılmaz.Her öyküsünde derin anlamlar var çözebilene tabi ki.Anlatacaklarını olay örgüsü içinde hissettirmeden kişinin kendi mantığı ile bir sonuca varmasını istiyor.

Semaver öyküsünde yüreğimizde katılaşmış duyguların birden o sıcacık semaver ile yeniden kıpırdadığını hissedeceksiniz.Ölümün karşısındaki acizliğimizi yaşayın okuyun ve yaşayın diyorum.Sindire sindire okuyun her bir öyküyü.



29 Ağustos 2013 Perşembe

Çatlak Kurabiye


tarifi http://hayatimdakidler.com/ dan aldım kendisine tekrardan teşekkür ediyorum


şeklen olmadı ilk denemem olduğu için biraz büyük yapmışım bir dahakileri daha ufak yapacağım 
birde benimkilerin üstünde pudra şekeri pek kalmadı nedense yuvarlayıp pudra şekerine batırdıktan sonra emdi o pudra şekerini onu bende anlamadım niye öyle oldu haliyle biraz sonradan serptim bende

Bu arada dışı ile içi ile harika oldu istediğim kıvamı tuttu yani.

  • 1 çay bardağı toz şeker
  • 1 yumurta
  • 1 Yemek Kaşığı Tereyağ
  • 1 paket vanilya
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 25 gr kakao
  • 1.5 çay bardağı un
  • 1.5 yemek kaşığı süt (istenirse portakal suyu)
  • üzeri için pudra şekeri..
  • Fırınımız 170 derece,süremiz 9-10 dakika.
1 bardak şeker
1 çay bardağı şeker(94 gr gelmeli) ile 1 yumurtayı güzelce çırparmalıyız

Bir yemek kaşığı hafif dışarda yumuşamış yağı ekliyoruz ve çırpıyoruz.
Un,kabartma tozu,vanilya ve kakao eklenir.
Kullanılan paket 25 gr olarak satılan kakaodur..Gramaja dikkat edilmelidir..
Bu karışımı eklerken mixeri kapatıp,. 1.5 kaşık süt de ekleniverilir…Sütü fazla koymaya çalışılmaz..
Benim ki biraz koyu oldu karışımım ben biraz daha süt ekledim bir kaşık kadar ekledim ve gene kaşıkla karıştırmaya çalıştım kıvamı elde yuvarlayabilecek şekilde olmalı macun gibi olacak daha sonra onu buzdolabında biraz bekleteceksiniz o sertleşecek bakarsınız elde yuvarlanacak gibi olmuşsa hemen yuvarlama işlemine geçiniz çok cıvık olmuşsa az birşey un katın 
ki ben katladım baktım ki koyu oldu demekki ben unu biraz fazla kaçırdım azıcık süt ile dengeledim o kıvamı

Bu arada fırınımız 170 derecede önceden ısıtılır
üç parmağınıza sığacak şekilde ufak toplar yapılır ve pudra şekerine bulanır.

tepsiye aralıklı dizilir çünkü yayılacak onlar biraz yayacak kendini.
üstüne bir parmağımızla hafif bastırma yapabiliriz
Üzeri çatlamış,hafif yassılaşmış,parmağını bastırsan üzeri çökecek gibi olmalıdır ve bu seviyede iken çıkarılmalıdır.az tutulursa fırında cıvık kalır içi çok tutulursa da sert olabilir.

Minik bir not: Bu tarif 1 ölçü için.Daha fazla yapmak isterseniz 2 ölçü yapmanızda fayda var.Bu arada topları çok büyük yapmayın.2.5-3 cm olsun çapı.Büyük yaparsanız çok yayılır.

Read more: http://hayatimdakidler.com/?p=161#ixzz2dLqpstyr

Ekleme: Oldu ya,buzdolabında beklettiniz ama bir türlü yuvarlayamıyorsanız elinizi  pudra şekerine bulayın,bir de öyle deneyin.
notlar için pınar arkadaşıma teşekkür ediyorum bizi böyle güzel bir tarifle karşılaştırdığı için ellerine sağlık

ben denedim istedim ki sizde deneyin aslında çok zor değil yapımı.
Afiyet olsun






28 Ağustos 2013 Çarşamba

Aşkın Gözyaşları 1










Okuduğum ilk kitabı yazarın gel gelelim ki bir çırpıda bitince ilerleyen günlerde diğer devam kitaplarını da okumayı düşünüyorum her ne kadar konulara hakim olsamda sanırım 5 6 kitap okudum mevlana ve tebriz ile alakalı ve bazı şeyleri ezberledim diyebilirim ama elif şafak ın yazdığı kitaptaki anlatılanla bunda yazanlar arasında farklılıklar da yok değildi.Kimya Hatunu farklı okudum ,aşklarını bambaşka okudum ve ilahi aşkı hissettim yüreğimde satırlarda .
Kitabın dili oldukça sade ve akıcı.
Hoş vakit geçirdim ve bilgilendim.



Hoca dediğin hem öğrencin olmalı hem öğretmenin. (sf.15)

Soğuk demir dövmek, bir eşeğin kulağına Yasin okumaktır. (sf.71)

Çok az insan kendi öz nefisleri üzerinde tefekkürde, sorgulamada bulunur. Aynada gördüğün fiziğindir, kalbinde gördüğün nefsindir. (sf.71 / 72)

-Şeytan şey midir, şer midir?
-Şeytan aşktan yana bahtsızdır o kadar. (sf.76)

Bir insanı çok seviyor ve iyiliğini istiyorsanız yarenlerini de fethetmeniz, mutlu etmeniz gerekir.(sf.111)

Korkuları ile yüzleşmekten korkan toplumların en kolay becerdikleri husus; aşkı lânetlemektir.(sf.115)

Acı, hassasiyetini kabuklaştırır insanın. Acı, alışkanlığa dönüşür bir müddet sonra. (sf.147)

Aydınlanmış insanlar yöneticilerin tutsakları olmazlar. (sf.178)















Sabahattin Ali Bütün Şiirleri




Harika bir kitaptı öncelikle bunu belirteyim şiiri seven herkesin yazarla tanışmasını isterim ki romanları dışında şiirde kendini kanıtlamış olması benim için bir artıdır ki şiirle başlamıştır edebiyat hayatına.

Ayrıca Hapishane şiirlerinden şarkı olmuş şiiri ve diğer bir çok şiirine hayran kaldım hele ki kendinden ruhundan dizeler içeren şiirler beni çok etkiledi kendimi buldum satırlarında.




alıntıdır: serrosevekitap.blogspot.com dan ...ayrıca blogunu ziyaret etmenizi isterim güzel bir blog







24 Ağustos 2013 Cumartesi

Leylim Ley

Leylim Ley
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni

Aldım sazı çıkmış gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni
 
Sabahattin Ali

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Blogumu başka gmaile aktarma

Merhaba arkadaşlar bana yardımı dokunan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum zaten ben blogu artarmanın yarısını yapmışım sonrada google dan arattığım bir yazı ile nasıl aktarılacağını keşfettim ve tabi iletime yanıt veren arkadaşlarımın da anlatımlarına bakarak blogumu başka gmail adresime aktardım ,Eğer böyle bir sorununuz olursa bende diğer arkadaşlarım gibi sizlere yardımcı olurum yaptığım aşamaları,sonuçta blog işleri gerçekten tecrübe ile oluyor yoksa öle bakakalıyorsun ekrana :))))

Tekrar teşekkürler yeni gmailimden herkese selamlar sevgiler

Blog Taşıma

blogu yazılarla beraber başka gmail adresimle açtığım bir blog adresine taşımak istiyorum nasıl yapıldığını bilenler varsa bana yardımcı olabilirlerse sevinirim...

20 Ağustos 2013 Salı

Kırlent arayışım ? Ve Dekorasyon

Bugün baya site dolaştım epey gezindim dekorasyon yapmak istiyorum evimde o yüzden kırlent yada dekoratif yastıklara ihtiyacım var en uygun nerden alabilirim daha önce almış yada fikri olan arkadaşlar yardımcı olursa çok sevinirim


bunlarda gezerken gördüğüm ciciler bayıldım bunlara

evamanya .com da

Kütahya Porselen Gözde 6 Kişilik 24 Parça 7546 Desen Yemek Takımı

5682_buyuk

130 tl fiyatı harika bayıldım 




Bernardo Cherry 33 Parça Kahvaltı Takımı


bunlarda fiyatı çok iyi geldi  459 dan 199 da düşmüş



dekorasyon olarak
P027.375607

Mikasa Moor Pembe Güllü Minik Çift Ayakkabı 23.90 tl





buda fırsat köşesinden 

48 Parça Kahvaltı Takımı
6 adet 20 cm pasta tabağı
1 adet 30 cm servis tabağı
3 adet 10 cm joker kase
2 adet 10 cm plastik joker kase kapağı
1 adet 10 cm joker kase kapağı
2 adet 8 cm joker kase
2 adet 8 cm plastik joker kase kapağı
3 adet 17 cm kare kayık
3 adet 17 cm kare kayık kapağı
1 adet emaye demlik
1 adet emaye demlik kapağı
5 adet çay fincanı
6 adet çay fincan tabağı
1 adet plastik fanus
1 adet plastik fanus kapağı
1 adet tuzluk
1 adet biberlik
6 adet yumurtalık

Güral Porselen Sami 47 Parça Kahvaltı Takımı - 6 Kişilik 284.tl




Dekoin Dekoratif Işıklı Melek Küre - Orta

Img_7233
fiyatı 16.90




17 Ağustos 2013 Cumartesi

Cemal Süreya - Sevda Sözleri

Nasıl anlatmalıyım bilmiyorum yazarın kendine has bir üslubu var bu muhakkak,bazı şiirlerine bayıldım alıntılarda yaptım ve onları sizinle paylaşmak istiyorum.Hayran olmamak elde değil şiir sevenler muhakkak kütüphanelerinde olması gereken bir kitap alın okuyun....



Yapı Kredi Yayınları
320 sayfa


Cemal Süreya, Cumhuriyet Dönemi şiirinin en özel 'vitamin'iydi. Lirik, erotik, politik gür bir ırmak. Sevda Sözleri bu büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor. Öyle bir bütünlük ki bu, sıcak, tılsımlı ve ölümsüz... 

(Arka Kapaktan) 



ÖNCELEYİN



Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi

Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne kodum kuralları
Her şey işte böyle oldu önce






ÜLKE'den



"Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
...
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
...
...
Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında
Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
Sen kalabalıkta bulup bulup kaybettiğim kimya
Yokluğun gayri şurdan şuraya geldi
Bir günler şölenlerle egemen ülkende
Şimdi iri gagalı yalnızlıklar dönüyor
N'olur ağzından başlıyarak soyunmaya
Bir kez daha sür hayvanlarını üstüme üstüme
Çık gel bir kez daha çıkıntılardan
Çık gel bir kez daha bozguna uğrat"

 

 

 

 

 

 

 


"Biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası"


"Yine de yine de sevişirken
Kullandığımız her kelime
Hırsızın devirdiği eşya."



"iki şey: aşk ve şiir
mutsuzlukla beslenir biri
biri ona dönüşür."


 




TEK YASAK


Özgürlüğün geldiği gün
O gün ölmek yasak!


BANKO


Biber ki yasa dışı önderidir sebzelerin:
Şu sofrada ikimiz için de vur emri!
Sözcükler alevler içinde nasıl da serin!
Orta yerde durmuyor bir türlü yumru.

Bu akşamüstü üç şey doğruladı beni:
Kulüp rakısının üstündeki resim, bir;
Ortak arkadaşımız prens hayati, iki;
Üçüncüsünü sorma, bizimle ilgilidir.

Bekarlara ev vermiyorlar, doğru;
Evlilere kız vermedikleri de doğru,
Bu yüzden bir gün seni bırakırım ya,
Tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu.

Evet, gün geliyor bıkıyorum senden
Ama İstanbul’dan bıkmak gibi bir şey bu,

Git, istersen, cüzam kap bir yerlerden,
Görmek istersen, nicedir, tutkunluğumu.


"Ne demiş uçurumda açan çiçek
Yurdumsun ey uçurum"


MUT(SUZ)

Kim istemez mutlu olmayı
Mutsuzluğa da var mısın?
 ÜSTÜ KALSIN



Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...

Üstü kalsın...




kim istemez mutlu olmayı 
mutsuzluğa da var mısın? demiş olan şair. 
/Birinci eşinden ayrılırken eşine '' Sen Cemal Süreyya üniversitesini bitirdin hadi şimdi git yaşa diyen şair./İmzasına dikey bakıldığında kendi resminin gözüktüğü şair.ikinci yeni şiirinin öncü isimlerindendir



 
 

birde bu şiire bayıldım

BİR GÜN 

Bir gün seni bırakırım ya 

tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu 

Evet, gün geliyor, bıkıyorum senden, 

ama İstanbul'dan bıkmak gibi bir şey olur bu. 

 

 

ve bu diziler takdire şayan

bakarsın en güvendiğin kişi 

karşı tarafın şahidi olmuş 

işte acıdır buda 

ölümden de korkusundan da.






siz, saatleri yaşadınız. zamantaşlarını. niceldir saatler. adsızsırlar. renklerini, kokularını kişiselliklerden alırlar.
aylar birbirinin içinden yürüyebilir. ağustosta bile marta gönderme vardır. yine de gönderme mevsim mantığıyla sınırlıdır.
günlerse bambaşka. bir günün öbürünün önüne geçmesine izin yok. günün gizi hem kişiselliğimizde, hem de onun kendi kişiselliğinde.
siz, saatleri yaşadınız. henüz sözcük haline dönüşmemiş, ya da bir sözcük karşılığı oluşmamış durumlar yarattınız. tanığınızım.
aylar ayları açıklıyor.
saatler saatleri kum saatiyle açıklayabiliyor.
açıklanmayan tek şey aşk: en büyük sayrılık ve en büyük sağlık.
günü tam gelmemiş olarak bir yanını gizleyen duygu.

denetçi anlamaz, tarihçi atlar, terzi bir araya getiremez, sanatçı elden kaçırır.
kent yıkılıyor. sokaklar uçtan uca kazılmış. sesimiz radyasyon içinde. mühendisler geldiler; kedi resmini bile cetvelle çizerler. gözlem evinde art arda mevsimler sökülür.
mahşerin ortalık yerinde size rastladık. elinizi şuramıza koydunuz.
sürgündük. göçebeliğin elverişli yanlarını da yitirmiş gibiydik. yanınızda göçmen olduk. bir yerleşmişlik duygusu ki, hırkamız yazlık sinemada iliklenir.
güneş her sabah verilmiş bir söz gibi doğuyordu.
gerçek neydi biliyor musunuz: her şey.
yüz yıl sonra bu gün yaşayan hiçbir anne, hiçbir sevgili, hiçbir bebek, hiçbir bıldırcın, hiçbir balina, hiçbir örümcek, hiçbir aslan, hiçbir ceylan, hiçbir yılan var olmayacak. ayrı bir kardeşlik kanıtı değil mi bu? hayat kanıtı. birbirimizin her yönden çağdaşıyız.
siz tebeşirle kara tahtaya ne güzel yazan.
kuzular için özel bir bölüm açmayı da hiç unutmayan.
saatlerle yaşadınız. düşlerinizde doğulu bir ressamın elinden çıkmış ağırlıksız yapraklar.
kızböceği de göründü. gece de uçmaya başlamış.
bakır kaptan günlük kokusu yayılır.
geceyle birlikte.
gece de.
sen serpin, sen nuri, orda burda nasıl dolaştırdınız. benziyordunuz. aynı kişi miydiniz?
iki din var: siyah ve beyaz. gerisi?...
favorilerim: