Sayfalar

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Cemal Süreya - Sevda Sözleri

Nasıl anlatmalıyım bilmiyorum yazarın kendine has bir üslubu var bu muhakkak,bazı şiirlerine bayıldım alıntılarda yaptım ve onları sizinle paylaşmak istiyorum.Hayran olmamak elde değil şiir sevenler muhakkak kütüphanelerinde olması gereken bir kitap alın okuyun....



Yapı Kredi Yayınları
320 sayfa


Cemal Süreya, Cumhuriyet Dönemi şiirinin en özel 'vitamin'iydi. Lirik, erotik, politik gür bir ırmak. Sevda Sözleri bu büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor. Öyle bir bütünlük ki bu, sıcak, tılsımlı ve ölümsüz... 

(Arka Kapaktan) 



ÖNCELEYİN



Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi

Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne kodum kuralları
Her şey işte böyle oldu önce






ÜLKE'den



"Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
...
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
...
...
Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında
Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
Sen kalabalıkta bulup bulup kaybettiğim kimya
Yokluğun gayri şurdan şuraya geldi
Bir günler şölenlerle egemen ülkende
Şimdi iri gagalı yalnızlıklar dönüyor
N'olur ağzından başlıyarak soyunmaya
Bir kez daha sür hayvanlarını üstüme üstüme
Çık gel bir kez daha çıkıntılardan
Çık gel bir kez daha bozguna uğrat"

 

 

 

 

 

 

 


"Biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası"


"Yine de yine de sevişirken
Kullandığımız her kelime
Hırsızın devirdiği eşya."



"iki şey: aşk ve şiir
mutsuzlukla beslenir biri
biri ona dönüşür."


 




TEK YASAK


Özgürlüğün geldiği gün
O gün ölmek yasak!


BANKO


Biber ki yasa dışı önderidir sebzelerin:
Şu sofrada ikimiz için de vur emri!
Sözcükler alevler içinde nasıl da serin!
Orta yerde durmuyor bir türlü yumru.

Bu akşamüstü üç şey doğruladı beni:
Kulüp rakısının üstündeki resim, bir;
Ortak arkadaşımız prens hayati, iki;
Üçüncüsünü sorma, bizimle ilgilidir.

Bekarlara ev vermiyorlar, doğru;
Evlilere kız vermedikleri de doğru,
Bu yüzden bir gün seni bırakırım ya,
Tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu.

Evet, gün geliyor bıkıyorum senden
Ama İstanbul’dan bıkmak gibi bir şey bu,

Git, istersen, cüzam kap bir yerlerden,
Görmek istersen, nicedir, tutkunluğumu.


"Ne demiş uçurumda açan çiçek
Yurdumsun ey uçurum"


MUT(SUZ)

Kim istemez mutlu olmayı
Mutsuzluğa da var mısın?
 ÜSTÜ KALSIN



Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...

Üstü kalsın...




kim istemez mutlu olmayı 
mutsuzluğa da var mısın? demiş olan şair. 
/Birinci eşinden ayrılırken eşine '' Sen Cemal Süreyya üniversitesini bitirdin hadi şimdi git yaşa diyen şair./İmzasına dikey bakıldığında kendi resminin gözüktüğü şair.ikinci yeni şiirinin öncü isimlerindendir



 
 

birde bu şiire bayıldım

BİR GÜN 

Bir gün seni bırakırım ya 

tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu 

Evet, gün geliyor, bıkıyorum senden, 

ama İstanbul'dan bıkmak gibi bir şey olur bu. 

 

 

ve bu diziler takdire şayan

bakarsın en güvendiğin kişi 

karşı tarafın şahidi olmuş 

işte acıdır buda 

ölümden de korkusundan da.






siz, saatleri yaşadınız. zamantaşlarını. niceldir saatler. adsızsırlar. renklerini, kokularını kişiselliklerden alırlar.
aylar birbirinin içinden yürüyebilir. ağustosta bile marta gönderme vardır. yine de gönderme mevsim mantığıyla sınırlıdır.
günlerse bambaşka. bir günün öbürünün önüne geçmesine izin yok. günün gizi hem kişiselliğimizde, hem de onun kendi kişiselliğinde.
siz, saatleri yaşadınız. henüz sözcük haline dönüşmemiş, ya da bir sözcük karşılığı oluşmamış durumlar yarattınız. tanığınızım.
aylar ayları açıklıyor.
saatler saatleri kum saatiyle açıklayabiliyor.
açıklanmayan tek şey aşk: en büyük sayrılık ve en büyük sağlık.
günü tam gelmemiş olarak bir yanını gizleyen duygu.

denetçi anlamaz, tarihçi atlar, terzi bir araya getiremez, sanatçı elden kaçırır.
kent yıkılıyor. sokaklar uçtan uca kazılmış. sesimiz radyasyon içinde. mühendisler geldiler; kedi resmini bile cetvelle çizerler. gözlem evinde art arda mevsimler sökülür.
mahşerin ortalık yerinde size rastladık. elinizi şuramıza koydunuz.
sürgündük. göçebeliğin elverişli yanlarını da yitirmiş gibiydik. yanınızda göçmen olduk. bir yerleşmişlik duygusu ki, hırkamız yazlık sinemada iliklenir.
güneş her sabah verilmiş bir söz gibi doğuyordu.
gerçek neydi biliyor musunuz: her şey.
yüz yıl sonra bu gün yaşayan hiçbir anne, hiçbir sevgili, hiçbir bebek, hiçbir bıldırcın, hiçbir balina, hiçbir örümcek, hiçbir aslan, hiçbir ceylan, hiçbir yılan var olmayacak. ayrı bir kardeşlik kanıtı değil mi bu? hayat kanıtı. birbirimizin her yönden çağdaşıyız.
siz tebeşirle kara tahtaya ne güzel yazan.
kuzular için özel bir bölüm açmayı da hiç unutmayan.
saatlerle yaşadınız. düşlerinizde doğulu bir ressamın elinden çıkmış ağırlıksız yapraklar.
kızböceği de göründü. gece de uçmaya başlamış.
bakır kaptan günlük kokusu yayılır.
geceyle birlikte.
gece de.
sen serpin, sen nuri, orda burda nasıl dolaştırdınız. benziyordunuz. aynı kişi miydiniz?
iki din var: siyah ve beyaz. gerisi?...
favorilerim:

3 yorum:

  1. Okuma Şenliği için seçmiştim Cemal Süreya'yı. Oturduğum sokağa ismi verilen, 2-3 blok ötemde vefat eden güzel şair. Trajik bir ölümü olması sanırım şiirlerinden daha çok içime işledi. 99yüz izdüşümler kitabını okuyacaktım ama kafamı karıştırdın:) Bu arada benim favori şiirim Üstü Kalsın.

    YanıtlaSil
  2. üvercinka adlı sıır kıtabını denemelısınız

    YanıtlaSil

Yorumlamanız beni sevindirecektir