Yazarın ilk kitabı benim için,epeydir istiyordum kütüphanede görünce hemen aldım.
Yorumum;
Hikayemiz Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında başlıyor ve olayların başlama biçimi öncelikle garip gelse de sonrasında yerli yerine oturdu taşlar.Yani bir soy ağacı çıkarmak gerekebilirdi ama ben yapmadım zihnime güvenip devam ettim ve kim kimdir çözdüm kısa sürede ama başta karıştı o bir gerçek.Olaylar kahramanımız "isyan" ile yazarın bir metroda tanışması ile başlıyor.İsyan adından anlaşılacağı gibi biri değil bu babasının seçimi herşeye başkaldıran babası...İsyan kahramanımızı başlıyor hayat hikayesini anlatmaya ama ne hikaye.Özlemler,ayrılıklar,suçlar,suçsuzlar herşey iç içe herşeyi görmüş bir adam.
Kitabı okuyanlar benimle aynı fikirde olurlar mı bilemiyorum ama ben kitabı gerçekten duygusal buldum.Özellikle son bölümlerine geldikçe Clara ile yaşadıkları hissettikleri ve kapatıldığı bir yer var :D merak edin :D orda yaşadıkları beni benden aldı resmen ayrıldıklarında ağladım ya neden beni böyle etkiledi bilmiyorum.
Clara ile buluşacağı günü de yazar kendi anlatımı ile bizlere sunuyor ve başarılı bulduğum bir kitabı hiç ayrılmak istemeyerek bitirmiş oluyorum.
Başta tarihi gibi öyle sıkılıcam ki konusu şimdi beni boğacak kesin sürüklenmeyeceğim hissini verdi ama hiç öyle değil harika bir anlatımı ve düş gücü var yazarın bence.
kitaptan alıntılarıma geçmek istiyorum;
"Yazgının karşısında,kedinin öldürmeden önce oynadığı fare gibiydim..." Sf 116
"Artık yoluma hiçbir engel çıkmayacağı duygusuna sahiptim. Engel yokmuşçasına yürümem yeterliydi. Düşüş işte böyle başlar."
"zaman denen şey bir yanılsamadır.. geçmişin, saatlerin ve günlerin ve haftaların ve on yılların kül kadar ağırlığı vardır; gelecek zamansa, isterse sonsuza dek sürsün, daima saniye saniye yaşanır."sf 182
"...daha çok yabanileşmiş köpeklere benzetebilirim.. içinde büyüdükleri evi hem özler hem de ondan nefret ederler.. hayat çizgilerinin özünde hep bir yara vardır: terk edilmişlik, ihanet ya da nankörlük.. bu yarayla onlar ikinci kez doğarlar; gerisi yalandır."
sf 119
"aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle.. aylar da geçse, yıllar da geçse.. hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.." sf 109
"Tünelin ucunda ışık görünmese bile, ışık varmış gibi yürümek ve ışığın görüneceğine inanmak gerekir."
Amin Maalouf u seversiniz demiştim.:)) Ben çok seviyorum yorumunuzu da sevdim. Keyifli güzel okumalarınız olsun inşallah..:))
YanıtlaSilevet demekki zevklerimiz biraz benziyor sizinle daha bakalım hangi kitaplarda çakışacak :D
YanıtlaSilçok severek okuduğum bir kitap... paylaşıma teşekkürler..
YanıtlaSilçekilişime de beklerim..
http://bebegimincicileri.blogspot.com/2013/04/kizimin-3-dogum-gunu-serefine-hediye.html
Benim de okumak istediğim kitaplardan.
YanıtlaSilTarzı farklı ama mesela insanın hayatında ne oku ne okuma diyemeyeceği bir kitap yinede heyecanlı ve duygusal bulduğum için ilgimi çekti
Sil